Rıfat abimle tanıştıktan birkaç gün sonra ablam elimden tutmaya başlamıştı. Rıfat abimin ekmek parası için çalışmaya gurbet ellere gittiğini gördüğümde ablam ardımdan beni yakalamak için uğraşıyordu. Rıfat abim ilk mektubunu yolladığında ablam ile birlikte terazide dert ölçmeye çalışıyorduk. Rıfat abimin ölüm aklını çelip intizar uykularını alırken, yalnız başıma tarihin günahlarını sayıyordum.

Rıfat abim öldü ben ıssız kaldım.

Doğanın nefes almamıza izin verip yeşilin gözümüzü boyadığı bir dünyada yaşıyoruz. Cümlelerin kısalıp kitapların edepsiz olduğu günler geçiriyoruz. Mektupların unutulup anıların çöpte gezdiği kutularda konaklıyoruz. İlaçlara bağlanıp yar ve yaren kavramının farklı kadınlara dikte edildiği sokaklara aldanıyoruz. Abdi İpekçi’nin önemini unutup Barış Manço’nun efendiliğini sildiğimiz sayfaları okuyoruz.

Ablam ben aç kaldım sanırım. Rıfat abim neden öldü sizce? Cool denilen ecnebi sıfata layık olmak için mi? Terk edilip afişlere konu olmak için mi? Azrail’le anlaşıp cennetten bir yer ayırtmak için mi? Babasız büyüyüp Survivor’ da Acun’un omuzlarında ağlamak için mi?

Neden öldü biliyor musunuz? Rıfat abinin bir arkadaşı vardı. Adı Abdullah. Abdullah normal şartlarda içinde günah barındıran biriydi. Fakat taşı koruyan yosunlar gibi kendisini farklı gösterirdi. Düzene ayak uydurmuştu. İyi arkadaşlardı vesselam. Rıfat abi yıllarca gurbette çalışmış, para ile birlikte yuvasına dönmüştü. Kimsesi yoktu. Memlekete döndüğünde şehri iblislerin sardığını görmüştü. Abdullah’ın bir kızı vardı. Rıfat abiden kızı için yardım etmişti. Kızı lösemi hastasıydı. Rıfat abi elinde ne var birikmiş gözünü kırpmadan Abdullah’a vermişti. Lakin bu Abdullah çiğ et yiyen iblisin tekiydi. Parayı bir günde yemiş bitirmişti. Ciğeri kömür, yüzü şerefsizlikle örtülmüştü. Verdiği parayı yiyen Apo’yu gören Rıfat abi üzülmüştü. Canı yanmıştı ama yine de Apo’ya tek kelime etmemişti. Bir gün Apo yine alkollü denk gelmişti. Rıfat abi yanına gitmiş, onu evinin önünde düştüğü kaldırımdan kaldırmıştı. Şer’rin atlası olmaz ya Apo ile husumetli birkaç kişi de gelmiş Apo’yu hırpalamaya başlamıştı. Arada kalan Rıfat abi o hengamede belindeki silahı çıkarıp korkutmak amaçlı ateş etmişti.Havaya… Havaya… Havaya… Peki sonra?

Gürültü nedeniyle balkona çıkan lösemi hastası Apo’nun kızı Rıfat abinin silahından çıkan kurşunla oracıkta ölmüştü.

Kim suçlu?

İblis Abdullah? Günah dolu adamlar? Balkonda duran kırlangıçlar? Huzuru sokakta arayan kaldırımlar? Toprağı gülmeyecek olan Adamlar? Kim suçlu?

Burda kimse kimseyi affetmesin. Silahlanma oranı son yılda ne kadar arttı bilen var mı? Adıyaman’da komşusunu öldüren amca 70 yaşındaydı. Balkonda babasının cesaretlendirmesiyle silah ateşleyen çocuk 3 yaşındaydı. Düğünde mertlik yaptığını sanan genç 16 yaşındaydı… Silah mı suçlu?

Parasızlık nedir karnı tok alan bilir mi? Fabrikası kapanan Mithat bey, sınıf arkadaşının çantasından para çalan İsmail, sınavlarda dayısı olmayan bilge, ilacı bulunmayan öykü ve bunalıma giren hasret mi suçlu? MUSTAFA KEMAL EVREN ÇİĞİL