Gözümü güneşe açtığımdan bu yana dünya düzenine asla ayak uydurmadım. Paranın şeref olduğunu bakkal amcaya gitmeden öğrenmiştim. Sızlanmanın ve ağlamanın karakterin yapışan asalağı olduğunu görmüştüm. Sokak sokak kızmanın yiğitlik diye kapı komşuya dahi basitçe itelendiğini zaten kaldırıma adım atmadan anlamıştım.
Kaybedilen şeylere kızıldığını akabinde hırs ve intikam duygusuyla 100 yıl dahi geçse zihinsel boşalmanın bir silahla alındığını akrep dönüp 12’yi göstermeden okumuştum. Devran dönerken kader ile mücadele edildiğini ve kadere sistemin eklenip iman diyerek birçok şeyin sıra arkadaşlarıma yutturulduğunu kara tahtada çizilirken resmetmiştim.
Haber bültenlerinde barış eli uzatılırken evin arka bahçesinde nehirleri, kaplanları, aslanları, bulanları, üretenleri, okuyanları hızlı ölürken fark edip sessiz şekilde defnetmiştim. Masaya sonra kitaba bazen duvara ya da ağaç gövdesine yazılar yazılıp doğrular kelam ederken ilmik ilmik mapusa atılan derdi devlet ve millet olanların tükendiğini zaten söylemişlerdi.
Tüm bunları biliyordum!
Şimdi köşeme geçtim; sesimi kısıp çenemi kapatıp ve eskiden olduğu gibi kimseye b… atmadan, çamura bulamadan, yalan konuşmadan, gerçekten ayrılmadan ve en önemlisi uyumdan dinç bir şekilde dünyayı izlemeye devam ediyorum.
Kaçıncı bölüm sahneleniyor tahmin bile edemezsiniz. Sahnelerde vizyona giren her sahne, tiyatro ya da film malum gişe rekorları kırıyor. Reklam ya da galası dahi yapılmıyor çünkü ihtiyaç yok. Keza katılan, tüketen, bitiren, seçim yapan sıkıntısı yok. Garip bir durum da değil. Ben vizyondaki her şeyin sonunu önceden aileme söylüyorum. Onlar da biliyor ki zaten onlardan aldığım koca bir karakter var.
Yalanın ziyan etmediği, ekmek verilince neden verildiğini bilen, yaz gelince zaten yaz gelmesinin gerektiğini gören, pahalı kumaşlara asla köle olmayan, paranın getirdiği günahlara aldanmayan, ekmek çalmak için makamlara oynamayan, kızgınlığı gözünü kapatıp nedensiz yere biat edenlere olan, kalemini haksızlığa karşı kıran, adalet için babasının oğluna dahi imtiyaz tanımayan, nüfuzunu ezmek ve ayrıştırmak için kullanmayan, algı yaratıp ya da durumları manipüle edip ego tatmini yapmayan, bu dünyadan ziyade ahri dünyaya çalışan, canbaz olup zayıfı ezenlerden olmayan, cami malzemelerini çalan imamları bilen, hudut içerisinde her güzellikleri görüp omzuna verilen her yükü taşıyan bir ailem var!
O nedenle her keslerden değilim. Peki sen? Kimlerdensin? Sana bu soru sorulunca verdiğin cevap yıllardır kurduğun üç cümleden ibaret emin ol. Ben söyleyeyim; şu köyden, şunun oğluyum. Sen bu cevabı verince karşı tarafın da cevabını vereyim; ha! Bu bizden ya da yok bu bizden değil!
Yaş aldıkça ben aileme benziyorum umarım ormanlar size de güzel kokar.- MUSTAFA KEMAL EVREN ÇİĞİL
- UYARI
- Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
- Açık hava sınıfları açılışları yapıldı
- Kadirli Ak parti gençlik kolları başkanı Alperen Demirci oldu
- Başkan OLCAR Ankara’da
- KADİRLİ’DE AÇIL HAVA SINIFLARI BİR BİR AÇILIYOR
- İMKB İLKOKULUNDAN KADİRLİ OKUYOR PROJESİNE DESTEK
- Kaymakam Dolu karayolları bölge müdürlüğünü ziyaret etti
- Zabıtadan fırın denetimi
- Kadirli’de öğretmenler günü kutlandı
- Başkan olcar’dan öğretmenler günü mesajı
- Vefat ve teşekkür mesajı