Nereye gittiğimizi ‘sorgulayamayacak kadar’ aklım almıyor artık bazı şeyleri. O kadar yoruldum ki… Fikr-i yorgunluğumu ruhum kaldıramıyor. Ve ben her gece o yatağa bir ölü niyetinde giriyorum. Ölü, mezarında uyuma lüksüne sahip değildir. O mezarda sadece ölme lüksüne sahiptir. İşte benim yatağım da bana her gece mezar oluyor.
Evim hemen çocuk parkının yanında. Ve ben önceden bu parkta biraz zaman geçirmeden evime girmezdim. Çünkü umudun en katıksız hali vardı gülüşlerinde ve benim bünyem yeterince radyoaktif insan hasarıyla doluydu. Kendimi onların gözlerinde bir parça umuda inandırırdım. Yeni bir güne başlamanın fitresiydi bu benim için.
O park hala orada duruyor. Bense artık orada bırakın zaman geçirmeyi, çocukların gözlerine bakacak yüzü kendimde bulamıyorum. Utanıyorum. Büyümüş olmaktan, kir tutmaktan… Ki ben gitsem de anneler artık çocuklarının ellerini tutarak salıncaklara, kay kaylara götürüyor. O el bir an bile boşluğa düşmüyor.
Neden?
O el bırakılırsa sanki bir fırtına kopacakta çocuğunu alıp götürecek diye korkan anne sayımız git gide artmaya başladı. Sakın bunu annelik içgüdüsü sanmayın bu delirmek ve delirmemek arasında bir çizgidir. Ki evlattan bahsediyorum. O minicik yavrulara yapılabilecek en adi suçtan; istismardan bahsediyorum. Kafayı yemek üzere olan nice anneden bahsediyorum.
Karanlık zihinlerine gömmeye çalıştıkları, öldürmekten beter ettikleri, kıydıkları, yaktıkları, sustukları ve tabi ki istismar ettikleri kaç umuttan bahsediyorum. Vicdanınızı yoklayın…
Ben artık hayatı sönüp giden çocukları duydukça kendi içimde ağır bulantılı bir ölüme yürüyorum. Utanıyorum aldığım her nefesten. Karşıma çıkan her çocuktan…
Ben bugün bir kere daha bu ölüm soğuğu yatağa giriyorsam bilin ki yine ölmüyorum. Allah kahretsin ki ölmüyorum. Tüm karanlıkları yiyorum ama ölmüyorum.
Ne demiş şair; ‘Yaşamak ümitli şey, güzel şey…’ ben bunu duyumsamıyorum artık. Her bir hücremden çekildi yavaş yavaş ümit. Çünkü her gün ilmek ilmek söküldü hayattan her bir çocuk. Ama istismarla ama dayakla ama bir kıyıya vurarak…
‘Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum.’
Karanlık ellerinizi çocuklarımızdan çekin. Çocuklarımızı geri verin bize!
Çünkü onların mavisi karanlıkta ölür.MUSTAFA KEMAL EVREN ÇİĞİL
- UYARI
- Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
- “DEĞERLER EĞİTİMİ”KAPSAMINDA BAKKALA ANLAMLI ZİYARET
- YAKUP KOCABAŞ KIZILAY ŞUBE BAŞKANLIĞINDA GÜVEN TAZELEDİ
- Motosiklet tutkunları depremzedeleri unutmadı
- Vefat haberi
- Ali Erbaş’dan vali Yılmaz’a Ziyaret
- KAYIP KOYUNLARI JANDARMA BULDU
- Durmuşoğlu”Deprem Sadece Binaları Değil,Geçmişten Geleceğe Uzanan Nice Hatırayı sa Aldı Götürdü”
- Depremde hayatını kaybedenler için anma proğramı düzenlendi
- Jandarmadan operasyon
- Yusuf izlettin grup köyleri içme suyu birliğine yeni araç
