İnsan neyle hatırlanıyor? İki kişilik hayatıyla mı? Yaptıklarıyla mı? Yaşattıklarıyla mı? Kazançlarıyla mı? Kaybettikleriyle mi? Korkaklıklarıyla mı? Tespihleriyle mi? Raconlarıyla mı? Diliyle mi? Yazdıklarıyla mı? Yapıtlarıyla mı? Bıraktıklarıyla mı?
Bu soruya karşılık cevaplar neler olur bilmiyorum fakat karşılığında sorulacak öyle çok soru var ki. Her gün uyandığımda siyah giyinmekten bıktım. Dünü dünde bırakmak ne mümkün. Vaveyla! Zaten dünde kendini unutturmuyor. Arabaya binince dünyanın üvey evlatlarını görüyorum. Her sokak acı hikayelerin kitabı gibi… Şehirden uzaklaşınca, şehrin görüntüsü keyif vermiyor. Ev, aş, eş olan kent korkunç küllerin son damak dumanlarıyla örtülü. Fazla mı karamsarım bilmiyorum.
Hayattan keyif alanlar genelde kanaat getirenler. Yaşamı sevenler şükredenler. Sonsuz mutluluğa inananlar ezilmelere rağmen acıları kenarda bırakanlar. Ama onlarda sanırım sebat gösteremiyor, onlar da artık görmezden gelemiyor dünyanın vahim gidişatını. Onlar da kayboluyor, onlar da sağır kalıyor, onlar da tükeniyor.
Fiziki ihtiyaçlar, sığınma ve güvenlik derdi, aile olup çoğalma telaşesi, prestij uğruna makam peşinde koşma eylemleri derken şimdi yaratılan ütopik algılar sonucunda karşımızda ne var yorumlayamıyorum.
İsraf? İtilaf? İltisak? İtiraf? İltifat? İrtikap? İhtişam? İtibar? ‘i’ ile başlayan her şeyi ‘’ iyi’’ bilirken bugün her şey tam tersi konuma geldi. Güneşe ve gökyüzüne herkes sahipken siyaset denilen üretim ve yönetim derdi; dert çözmek yerine dertlere dert katıyor gibi. İnsana zimmetli birçok erdem var. Rabbim bunu bahşetmişken bu erdemleri görmek yerine hırs, kibir, kin, nefret, zalimlik gözlerden ne kadar korkunç şekilde akıyor.
Çok üzgünüm ama şöyle bir gerçeği hepimiz unutuyoruz; gidenler gelmiyor. Çok üzgünüm ama hatırlanmak iyi anılmak onurun ezel ve ebediyet mührüyken bugün hiç kimse bunu düşünmüyor.
Dünya hepimizin evi değil mi?
İnsanlar ne yapmalı biliyor musunuz? Yakınlarını, damarlarını, akrabalarını, ahirete ulaştırdıkları mezarları, sokağında bulunan Türk Müslümanları, ihtiyaç sahibi yaşlıları, kimsesiz çocukları, yıllarca sevip kavuşamayan aşıkları, hastalıklarla mücadele edip dinç kalmak için çabalayanları… Bu örnekleri çoğaltabilirim ziyaret edip, konuşmalı.
Sorun ne biliyor musunuz? Balon sevip, havalı şakşakçılık yapıp, sanal takılıp kendimizden uzaklaştık…
Uzaklaşıyoruz.
Ya dönemezsek kendimize? – MUSTAFA KEMAL EVREN ÇİĞİL
- UYARI
- Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
- ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN “KADİRLİ KOLEJİ”
- Piyano yarışmasında 2 ödül
- sumbas spor kulübü kuruluyor
- Vali Yılmaz şehit ailelerini ziyaret etti
- AK PARTİ İLÇE BAŞKANI GÖK HASTANE VE HUZUREVİ İNŞAATINI GEZDİ
- Düziçi Şehit Osman Cantürk Göl Ortaokulundan tarihi başarı.
- KAYMAKAM DOLU, GAZETECİLERLE BİR ARAYA GELDİ
- İLÇE TRAFİK KOMİSYONU TOPLANDI
- 2025 YILINA MADALYA İLE BAŞLADILAR
- Alperen Demirci’den Kaymakam Erdinç DOLU’ya ziyaret