“Kesin Amerika yapmıştır. Yok bana göre hepsi İsrail gavurunun işi. Olmaz lobi var lobi ülkemizin üstüne oynuyorlar. Bence esetcik yaptı. Bu dünyanın en temiz toplumu biziz bize bir şey olmaz. Dayı vallahi bana göre Osmanlı torunuyuk kimse bizi yıkamaz. Durum vahim falan değil reisi devirmeye çalışıyorlar. Bunlar hep bay Kemalin işi. Deistler çoğaldı dualar azaldı ee nolucu sonuç bu işte. Gardaş yapmayın ya görmüyor musunuz?

20 sene önce bir kitap okudum iki de filmde denk geldi bunlar hep yuvarlak masanın işi. Dünya yaşlandı nüfus gençleştirme politikası bunlar. Aşağıdaki mahalleden bakkal Mahmut duymuş virüs yaz gelince ölücüymüş. Bilader bu Çinliler Uygurlu gardaşlarımıza zülm ettiler Allah belalarını verdi. Ya tabi bir de Suriyeli çocuk var üç yaşında o ölmeden hepinizi Allah’a şikayet edeceğim demiş, kesin onun duası bu. Emrah koş koş! Markette makarna kalmıyor lan!’’

Hayat bazen buruk gider bazen mutlulukla geçer. Hangi vaktin tasarrufu bu bilmem ama İşte insanlarımızın bir virüse karşı tepkilerinden seçmeceler bu şekilde.
Dünya şuan önlemini almışken günümüzü görmeyen insanlarımız ya geçmişi ya da geleceği düşünüyor. Oysa yıldızların bugün altındayken, kahramanı olacağımız hayatı bugün yaşamak gerekmez mi? Suyuna ihtiyaç duyduğumuz, nefesin nefese değmesine alıştığımız, kuyularına merdiven koyup tırmandığımız, yağmuruna muhtaç olup altında danslar yaptığımız, zorunlu eğitim diyerek yıllarca yol aldığımız, babaların gölgesinde ve annelerin gözyaşlarında büyüdüğümüz dünyayı bugün yaşamamız gerekmez miydi?

Daha düne kadar it dalaşı, sürü savaşı, beğenilme kaygısı, toprak kavgası, güç anlaşması, kasımda sex arkadaşı, taksimde gaz basıncı, milanoda kalite ve kıyafet dansı, adalarda Kardak kayası tasası, öbür uçta ucuz mal markası, çoğaldıkça uyuyan bir nesil dallaması yapanlar neredeler?
Gökkuşağın kirleniyor diye bas bas bağırdım sana dünya. Perdelerimi kapatırken benimle dalga geçiyordun. Ayaklar altına onurumu ve gururumu alırken yapma demiştim. Maziden ders al bunu nefrete dönüştürme derken şaka yapmıyordum. Boynuzun üzerinde olmadığını bir Gölge olduğunu ve Azrail’e kanka deme diyerek kaç defa söyledim sana. Kalbinde sakla duanı, bahane etme, alçı ve beton dökme demiştim. Dinledin mi beni?
Masallar güzeldir. Şimdi kurallarını iyi öğren masalların.

Göğsün siper alacak. Güneşe serzenişte bulunacaksın. Kör bıçağı tenine batıracaksın. Hala ruhunun morardığını görmeyeceksin. Caddelere tükürmeye devam edeceksin. Farklı şehirlerde raks edeceksin. Bu kız benim deyip yine onu katledeceksin. Gazı biten arabana dünya gazı için şiddetle gideceksin.
Ama şunu bil; gece de gündüz de sana tekmeyi basacak.

Şunu yapmalısın; Annenin, babanın omzuna kafanı koy. Sonra oturduğun yerden hayalî kahve ağzıyla dünyayı kurtarmak yerine sakinleş. Ruhunu terbiye et. Rabbimin seni neden var ettiğini hatırla. Beşeri savaşlarından geri çekil. Sevdiğinin solunda, Güvendiğinin dua’da olduğunu hatırla ve kalbinin rabbine hizmet etmesini sağla.
Algıyla değil kendinle yol al. Anılar, ağalar, ahbaplarla değil yorgan altında sahip olduğun kafanla yol al. – MUSTAFA KEMAL EVREN ÇİĞİL
Geçmiş olsun.