Bilindiği üzere Türk kültüründe en eski evlenme geleneklerinden birisi de kız kaçırmadır. Tarihi Türk Kültür sürecine bakıldığından birçok Türk boy ve devletlerinde kız kaçırma kültürünün olduğu görülür. Hatta Manas Destanı ve diğer birçok destanlarımızda kaçırma yoluyla evlenmeden söz edilmektedir. Kaçırma geleneğinde kahramanlık ve aşkı birleştiren nitelikler görülür. Bunun yanı sıra yiğitlik, güç ve asillik göstergesi olarak da nitelendirilir.
Kız kaçırma ister tek taraflı ister kadın ve erkeğin isteği doğrultusunda olsun yuva kurma amacıyla yapılır. Fakat kaçırma, kaçışma, oturakalma, kız çekme ve peşe gitme gibi kavramlarla geleneğin farklı durumlar içerisinde meydana geldiği günümüz Türkiye’sinde görülmektedir. Kaçırma kadın tarafının onayı olmadan zorla yapılan, kaçışma zora başvurmadan yapılan, oturakalma kadının erkeğin evine kendi isteğiyle yerleşmesi, kız çekme kızı isteyip alamayan erkeğin dışarda iş yaparken kızı götürmesi, peşe gitme kızın ailesine ve topluma tavır olarak erkeğin evine yerleşmesi olarak nitelendirilir.
Kaçırma işinde uzman kişiler vardır. Bunlar aracıdır. Bu kişiler; aracı, elçi, hacı, hacana, elbir ve godoş olarak adlandırılır. Kız kaçırma olaylarının ekonomik, psikolojik, biyolojik, geçimsizlik, geçmiş tecrübeler gibi birçok nedeni de vardır.
Daha çok köylerde yaşanan kız kaçırmalarına en güzel örneklerden birisini dile getirelim.
Köyün birinde çok çirkin bir kız varmış. Fakat bu çirkin kız muhtarın kızıymış. Muhtar zengin, paralı bir nevi köyün ağasıymış. Kızı artık büyümüş. Gel zaman git zaman kızını evlendirmek istemiş. Tabi istemeye gelenler de oluyormuş. Fakat bir türlü istediği niteliklerde damat adayı bulamıyormuş. Şans eseri bir tane bulmuş. Muhtar kızını evlendirmiş. Kız bir süre evli kaldıktan sonra ayrılmış. Ayrılmasında eşinin cinsel güçsüzlüğü etkili olmuş. Muhtar kızını tekrar almış eve getirmiş. Sonra bir kısmet daha çıkmış, yine evlendirmiş fakat bu kez de adamın parası yetişmiyor diye kız eve geri dönmüş. Muhtar artık kızının dertlerinden usanmış ve sus pus olmuş. Gelene yok gidene yok demiş. Artık yaş ilerlemiş. Kız da yedi kocalı hürmüz gibi evlenmek yerine gönül eğlendirmek derdine düşmüş. Fukara köylülerle kafa buluyor, komşu köylerin zengin çocuklarıyla dalga geçiyormuş. Ama kızın aklının bir köşesinde evlilik de varmış.
Bir gün muhtar uyanmış kız evde yok! Sağa sola haber salmış kız yok! Bir ay sonra kız kendi isteğiyle muhtarın evine döner. Fakat bu kez bir farkla, elini sımsıkı kavrayan bir erkek eliyle.
Muhtar uzunca bakar ve der ki! “ohh be, bizim deliyi de alacak birisi çıktı.”
O esnada muhtarın bir de ayyaş oğlu varmış. Babasının yanına gelmiş ve kulağına seslenmiş:
‘’Baba kardeşimin kaçmasına ben yardımcı oldum. Yoksa evde kalıp tüm malın sahibi olacaktı. Artık sıra ben de. İzinle ben de bir kız kaçırayım mı? Yaşımda eşşek kalmadı.’’ der.
Muhtar durur ve oğlunu alnından öper; “vay godoş şimdi gözüme girdin” der.
Bu hikaye Anadolu’da yaygın bir kaçırma hikayesidir. Fakat kavramsal olarak kaçırma nedenleri hala tez konusudur.
Türk kültüründe önemli bir yeri olan kız kaçırma nedir bilmek lazım.- MUSTAFA KEMAL EVREN ÇİĞİL
- UYARI
- Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
- Metruk bina toplantısı yapıldı
- Peçeli baykuş doğaya salındı
- Ispir ailesinden mevlide davet
- DİLEK LİVANELİ ÖĞRETMENLERLE TECRÜBELERİNİ PAYLAŞTI
- Hastanede yangın tatbikatı
- Seyir halindeki araç yangını söndürüldü
- Traktör sürücülerine reflektör dağıtıldı
- KAYMAKAM DOLU KÖYLÜNÜN SORUNLARINI TEK TEK DİNLEDİ
- Araç yangını söndürüldü
- Sıra sanayi sitesinde ..