ORMAN YANGIN KONTROL ALTINA ALINDI

ORMAN YANGIN KONTROL ALTINA ALINDI

7 Mart Kadirli Demirspor finale çıktı

7 Mart Kadirli Demirspor finale çıktı

ÇAMURDA MAHSUR KALAN İNEK İTFAİYE EKİPLERİNCE KURTARILDI

ÇAMURDA MAHSUR KALAN İNEK İTFAİYE EKİPLERİNCE KURTARILDI

KADİRLİ ŞEHİDİNİ DUALARLA SON YOLCULUĞUNA UĞURLADI

KADİRLİ ŞEHİDİNİ DUALARLA SON YOLCULUĞUNA UĞURLADI

SANAYİ VE TİCARET FUARI AÇILDI

SANAYİ VE TİCARET FUARI AÇILDI

28 ŞUBAT SÜRECİ VE ZEHRA..!
    • 1 Mart 2021 - 08:11:27

Gerçek bir hayat hikayesi idi bu… İşte bu Zehra’nın hayat öyküsüydü. Mutaassıp, milliyetçi, muhafazakar ve oldukça kalabalık bir ailenin çocuğundan birisiydi. Baba, mahallede küçücük bir bakkal dükkanıyla helalinden alın teriyle büyük emekler vererek okutmuştu tüm çocuklarını. Sakallı hacı emmi, Pamuk dede diyorlardı mahallenin minik çocukları. Çocuklarının neredeyse tamamı imam hatip okullarında okutmuştu. Çok da sıkıntılar çekmişti ama yine de şükür diyordu baba. Çocuklarının bir kısmı iş hayatına atılmış, kızlarından bir çoğu evlenmişti.
Yıllar 1993’ü gösterirken İmam Hatip Lisesini bitirmişti Zehra…
O yıl sınavlara girerek aldığı puanla Sosyal ve Beşeri bilimler Fakültesini kazanmış çok büyük de hayaller kurmuştu. Okuyacak, Ülkesine, Devletine, Milletine hizmet etmek istiyordu. Biraz da anne ve babasının elinden tutup yaşlılıklarında iyi bir hayat sağlamayı düşünüyordu. Ancak bir de acı gerçekler vardı… İnancının gereği başörtüsünü çıkartmak istemiyordu. Kendisi gibi bir çok arkadaşı da üniversiteyi kazanmış gitme yolunda Zehra’yı ikna etmeye çalışıyorlardı. Duyguları ve inancı ağır basmıştı Zehra’nın. Çok istese de üniversiteye gidememenin ağır bir hüznü basmıştı. Kendisine bu arada evlenme teklifleri de yapılıyordu.
Birkaç yıl sonra bir köylü delikanlısı çıktı karşısına. O da kendisi gibi mutaassıp bir aile çocuğuydu,adı da Murtaza’ydı. Allah’ın emri ile istemiş kısa sürede de bir yuva kurulmuş ve ardı ardına üç çocukları olmuştu. İyi kötü geçinip giderlerken hayat tekeri birden tersine dönmeye başlamıştı.
Zehra için zor ve sıkıntılı günlerin habercisiydi bu…Hayat çok acıydı. Bir çok yakını ve arkadaşları ‘keşke okusaydın be Zehra, genç yaşta evlenilir mi’ !! diyorlardı.Yer yer umutsuzluğa kapıldığı günler olsa da asla mücadeleyi bırakmadı. Ailesine sıkı sıkıya bağlıydı. Bu arada yer yer arkadaşlarıyla karşılaşıyordu. Arkadaşları durumunu biliyordu. Kimisi öğretmen, kimisi doktor, kimisi avukat, kimisi de memur olmuştu.
Bazen karşılaştıklarında küçümseyici bir tavırla ‘maraba Zehra’ diyorlar bir de hava atıp arabamızı da aldık. Hayatım keşke sen de okuyup elin bir ekmek tutsaydı ya diyerek caka satıyorlardı… Gözleri doluyordu Zehra’nın. Hüzünlenmemek elde miydi ki?… Birden geçmiş geliyordu hakkını helal etmiyordu üniversite hayaline son verenlere.’ İslam beldesinde yaşayıp da bu zulmü bana reva görenlere hakkım helal değil’ diyordu.
Aradan epey bir yıl daha geçmişti… Değişen iktidar bir karar almış, bir yasa çıkartarak başörtüsü zulmüne son vermişti. Zehra bu haberi televizyondan duyunca çok heyecanlandı. Yüreği kıpır kıpır olmuştu. Gözyaşlarını tutamamıştı. Onun için giden o güzelim yıllar asla gelmeyecekti. Bir şükür namazı kıldı genç kadın. birkaç gün sonra kocası Murtaza ile bir istişare yaptı. Giden yıllar gelmez ama zamanı kendi lehine çevirebilirdi. Borca da harca da girsek oku sen, okursun arkandayım Zehra’ diyordu kocası. Okumaya karar vermişti ama liseden mezun olalı yıllar geçmişti. Çok düşündü hem de çoook.Hırslıydı, azimliydi. Bazı arkadaşlarının Başörtüsü dayatmalarından dolayı Üniversiteyi yarım bırakmaları,kendi hayallerine ulaşamaması ve döktüğü O gözyaşlarını,o zulmü unutmamıştı. Okumuş cahil arkadaşlarının caka satıp böbürlenmelerini de unutmamıştı. Tevekkül etti Rabbisine…
Tam 16 yıl sonra Sınava girerek Açık öğretim Fakültesi İlahiyat Ön lisansı kazandı. Zaten çok istiyordu. Derslerine çok çalışmıştı. İlk sınav heyecanı için üniversitenin kapısına geldi. Bir an yıllar öncesine gitti. 28 Şubat dönemine uzanan o yolda Başörtüsü zulmünden dolayı üniversite kapılarında hüngür hüngür ağlayarak başörtüsünü çıkartan o gencecik kızlar aklına geldi. Kapıya yaklaşmıştı genç kadın. Birden bire kapıya sarılıverdi.!! Öyle bir sarıldı, öyle bir sarıldı ki bırakası gelmiyordu. Çünkü bu bir özlem ve yıllar öncesinin hasretiydi. Zulüm bitmişti artık. O kadar duygu yüklüydü ki kimseye hissettirmese de gözlerinden yaşlar geliyordu…
Etraftakiler hem şaşırmış hem de anlayamamışlardı onun bu tavırlarına. Bir durum mu var,rahatsızmısın dediler. Oysa Zehra’nın bu sevinç gözyaşlarıydı. Sarılması da bir umudun yeşermesi ve büyük bir özlemdi. Bu özlemi bu hasreti hissettirmemek için, ‘başım döndü bir an düşmemek için kapıya ondan sarıldım’ dedi mütevazı bir şekilde…
Sınavın yapılacağı salona girdi oturdu o sıralara.Yüreği kıpır kıpır ediyordu…
Kolay değildi onun için yıllar sonra Üniversite sıralarında olmak karmaşık duygular içerisine girmişti bir an.Sınav saati yaklaşmıştı. Oturduğu sıraya sarılmak geldi içinden zehra’nın. Sınav kitapçığı dağıtılmaya başlarken, bir ses yükseldi ‘Herkes çıkartsın Başörtüsünü’ burası dingonun ahırımı diye…
Ne olduğunu kimse anlamamıştı.Zehra gibi birkaç bayan daha vardı Tesettürlü.Anlamamışlığa geldi Zehra,arkadan biri yanına yaklaşıp çekerek indirivermişti Başörtüsünü.
Çok ama çok canı acımıştı, çünkü Başörtüsünün iğneleri batmıştı kafasına.Gözlerinden yaşlar geldi,ne oluyoruz diye tepki gösterirken,salon görevlisi kadın ,kapıyı işaret etti.! İşte o an geçmiş geldi aklına.Bir düşündü bir daha düşündü.Çaresizlık ne kötüymüş dedi içinden.Sert bir şekilde dişlerini geveledi ama yapacak bir şey yoktu.
Rabbim ben sana teslimim diyerek tevekkül etti…
Göz yaşlarını elleriyle silerken,28 Şubat zihniyetin hala kırıntılarının olması yüreğini burkmuştu.Bu anı da unutmayacağım dedi.Gözlerinden gelen yaşlar esasen iğnenin batmasından değil yapılan zulmü sindirememişti içine .Nerede benim yetkililerim nerede diye de sitem etmişti.İlk sınavı atlatmış ve oldukça da iyi geçmişti.O yıl 2’inci sınıfa geçti Zehra, ama gel gör ki sınav harcını yatıracak para bulamadı.Daha yeni yeni ayakta durmaya çalışıyorlardı.Çok gururluydu kendisi ve kocası da.Kimseden de borç isteyemedi ve bir yıl heba olmuştu onun için.Arkadaşları ne yaptın okulu dediklerinde sınav ücretlerinin tarihini geçiktirmiştim o yüzden seneye İnşallah demişti.
Bir yıl sonra okulunu bitirdi genç kadın,artık o Üniversite mezunuydu.Artık hayat onlara da yavaş yavaş gülmeye başlamıştı.Bir kamu kurumunda taşeron işçi olarak işe başlamıştı.Hayalim var demişti genç Kadın,birkaç yıl sonra çok kararlı ve azimli bir şekilde Açık öğretime kayıt yaptırarak iktisat fakültesi kamu yönetimi bölümüne başlayarak oradan da mezun oldu.
Uzun yıllar önceki hayali aklına geldi Üniversitesini bitirip Kaymakam olmak Vali olmaktı hep hayali.
Ülkesine,Devletine ve Milletine hizmet etmek ailesinin ve arkadaşlarının gururu olmak istiyordu. Ancak bu defa da yaş geçmişti genç Kadın için.Giden yıllar gelmeyecekti onun için…Biraz umut biraz da hayal etmişti yöneticiliğe ama bu defa da mevzuatlar izin vermedi.Maalesef elinden tutan da olmamıştı.Gahırlanma be Kadınım dedi Murtaza.Vurdu yumruğunu masaya,her şeyi gören bir Rab’imiz var dedi.Haklısın dedi Zehra,mutlu bir aile yapıları vardı.Yıllar sonra da olsa azmetmenin gücünü gördü.Onun için makam kapmak önemli değildi artık…Bu yaştan sonra takla atacak Halide yoktu…
Umutsuz ve mutsuz da değildi.Aksine çok gururluydu.Yıllar sonra da olsa azmetmenin sonunda nelerin yapılabileceğini gösterdi.Bu Ülkede bir zihniyetin değiştiğini gördü…
Artık herkes istediği şekilde Üniversitesine gidebiliyordu.Sırf inancından dolayı kendisi gibi Üniversiteyi kazandığı halde Başörtüsü zulmü yaşamayayım diyerek,yada kayıt yaptırıp Üniversite kapılarında zorla başları açtırılan,ikna odalarında psikolojik baskı gören,dayak yiyen hakaret edilen ve kendisi gibi hayalleri çalınan Genç kızların o göz yaşlarını unutmamıştı…
Hırs ve azim biraz da o yüzden onu kamçılamıştı o zaman.Ama artık her şey geçmişte kalmıştı.Bir daha o karanlık buhran dolu günler gelmeyecekti.Analar,Babalar,Evlatlar artık ağlamayacaktı.
Aydınlık bir gelecek, güzel yarınlar, bilinçli,Milli ve Manevi bir şuurla yetişen ve yetişecek olan gençliği görüyordu Zehra.Bu azmi ve çabası sayesinde çevresindeki insanlara hep örnek olmuştu.Hiç bir zaman diklenmemiş,Bir zamanlar Devletine ve Ülkesine karşı diklenenlere karşı da dik durmuştu…O bir Anneydi.Annelerin de neleri başarabileceğini göstermişti.Hep dua etti.
Rabbim günümüze ve yaşadığımız ana şükürler olsun diye…
28 şubat sürecine uzanan ve 1993 yılında kazandığı Üniversiteye gidemeyerek Başörtüsü zulmünden dolayı hayalleri çalınan Zehra’nın hikayesiydi bu.!!
NOT:Osmaniye’de yaşanmış Gerçek bir hayat hikayesinden alıntı yapılmıştır….

  • UYARI
  • Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
  • Yorumla

ANKET

Sitemi nasıl buldunuz?

Üye Girişi
  • Kullanıcı Adınız
  • Şifreniz