ATAMASI YAPAN DOKTORLAR HASTA KABULÜNE BAŞLADI

ATAMASI YAPAN DOKTORLAR HASTA KABULÜNE BAŞLADI

SUMBAS’DA 23 NİSAN COŞKUSU

SUMBAS’DA 23 NİSAN COŞKUSU

OTOMOBİL EVİN BAHÇESİNE DÜŞTÜ 1 YARALI

OTOMOBİL EVİN BAHÇESİNE DÜŞTÜ 1 YARALI

KADİRLİ’DE 104.YIL 23 NİSAN COŞKUSU

KADİRLİ’DE 104.YIL 23 NİSAN COŞKUSU

VALİ YILMAZ, 23 NİSAN ÇOCUK ŞENLİĞİ’NDE BULUŞTU

VALİ YILMAZ, 23 NİSAN ÇOCUK ŞENLİĞİ’NDE BULUŞTU

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ YAŞAMA VE YAŞATMA METODOLOJİSİ
    • 16 Mart 2022 - 08:10:56

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ
YAŞAMA VE YAŞATMA METODOLOJİSİ
1-Ülkücü benlik kendi yapısı içinde , var oluşunun gayesi çerçevesinde, Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti ışığında yaşatılmalı, bu çaba desteklenip, korunmalıdır
2- Hareketin var olan iç dinamik yapısı, kurallar dizisi halinde sıralanmalı, genel yapı içinde çok parçalılık arz eden hal, bir bütün haline getirilmelidir.
3.Hareketi yaşama ve yaşatma ülküsü; dilekten öteye gitmeyen , kendi içinde çelişkiler oluşturan kavramlardan arındırılmalıdır. Hareketi besleyen kaynağın , öz suyu her şartta arı ve berrak haliyle Türk Milletinin, bütün unsurlarına gövde, kol ve dallar olmak üzere , besleyecek halde güvenli, emin bir şekilde aktarılacak bir yapının tesisi elzemdir.
4-‘’ Dilde, Fikirde, İşte Birlik’’ anlayışı , hareketin tüm bedeninde yaşatılmalı ve harekete geçirilmelidir.Hareketi oluşturan,meydana getiren her dal , yeni bir renk ve şekil olarak, tüm dünyayı gölgeleyecek yeni bir dünya düzeninde yol başçı olacak bir hareketi ortaya çıkarması ile mümkündür.Bu ısrarla sürdürülmelidir.
5-Millet olarak çözülmede; dil teknolojisinin, sanal yazma ve okuma dilinin , Türkiye’yi her bireyin aynı kavramlar ile konuşuyor olması durumunu git gide ortadan kaldırmış. Fakir bir edebiyat anlayışını doğurmuştur. Sefilliğimiz orda iken; aynı anda ,aynı noktadan bakan beş kişinin , beş farklı algı edinmesine yol açmıştır. Algıda ortaklık sağlanmadığından millet şuuru hızlı bir çözülme sürecine girmiştir. Ortak kader birliği duygusu geride bırakılmıştır.
6. Her ülkücü hürdür. Aç olsa da hürdür. Bu durum onun önceliklerini ve tercihlerini hiçbir surette değiştirmez. Tok olup kendini köle yapmayı ar edinir. Bu şahsiyet ve duruş, yaşama ve yaşatma ülküsüyle desteklenmeli, dava adamlığı kurumsal hale getirilmelidir. Harici sebepler terk edilmeli ve uzak durulmalıdır.
7-Ülkücü Harekete senelerce yapılan saldırılar hareket yapısının evrenselleşmiş olduğunun ispatıdır. Küresel dünyanın uzantıları ve hatta Küresel gücün kendisi bilmelidir ki bu evrensel yapı , Yaşa ve Yaşat Ülküsü’nden hiçbir sapma ve kendi ekseninden kaymadan Türk çocuklarının omuzlarında taşınmaya devam edecektir.Bu moral diri ve iri tutulmalıdır.
8-Hareketin varlığı , çıkış noktasından gelinen gün itibarıyla , artık yok sayılamayacak bir olgu olmuştur. Çıkış noktasında kendini tarif etmekle geçen süreden edinilen tecrübelerimiz şunu göstermiştir ki hareket kendini tarif etme ve kendini anlatma çabasından vazgeçmelidir. Hareketin varlığı , olaylara bakışı,sorunlara çözüm yaklaşımının kriterleri bizim dışımızdaki her yapı tarafından çok net bilinmektedir. Küresel güçler bizim reflekslerimizi kestirmekte zorlanmaktadır. Bu gizil yapımız bizi farklı kılan en önemli özelliğimizdir. Burada yapılması gereken tek şey ; Hareketi devlet yapacak şeklin önündeki çakıl taşlarının temizlenmesi ve kararlı duruşumuzun devam etmesidir.Hareketin var olan irade ve kararlığını toplumun her katmanına hissettirilmesi halinde nihai son , hareketin devlet olması ile bitecektir. Hareketin zaman kaybına, boşa harcanacak enerjisine tahammülü yoktur.
9-Harekete sentez gözüyle bakıp algı oluşturmaya çalışanlar, hareketin Türk Milletinin bağrından çıkan , devleti ve milleti koruyan bir varlık olduğumuzu , Yaşama ve Yaşatma Ülküsü’nün bu millet için vazgeçilmez bir tesis olduğunu çok iyi bilmektedir.Yaşama ve Yaşatma Ülküsü’ne sarılan hareketin her ferdi kısa sürede görecektir ki bu yüce millet , bu ulvi kadroları, başına taç yapıp , layık olduğu yere getirecektir. Yeter ki millet tarafından fark edilebilmeyi sağlayalım. Bu hayal değildir.
10- Yaşama ve Yaşatma Ülküsü bir isyandır. Temeli ahlak ve şahsiyetçiliğe dayanır.
Çaresiz ve derbeder , aç ve sefil bırakılan bir milletin evlatları tarafından millet adına dillendirilen onurlu, hür ve bağımsız yaşamanın isyanıdır.Milletimizi bu isyana ortak etmenin tek yolu ; yüz yıllardır esir edilme projesinin yürürlükte olduğunu, ülkemizde yaşanana terör olaylarının bunun en büyük göstergesi olduğu gerçeğinin çok iyi anlatılması ile mümkündür. Bunu bitirmenin yolunun Yaşama ve Yaşatma Ülküsü’ne sarılmaktan geçtiği izahıdır.
11-Bireysel istekleri hareketin gayesi yapmak, Yaşama ve Yaşatma Ülküsü’nün
kalbine sıkılan bir kurşundur. Hareketin gayesinin olgusu , her şeyin ve her ferdin önünde olması gerektiği çok iyi bilinmelidir.
12.Yaşama ve Yaşatma Ülküsü , hareket içinde , yüksek fazilet tek unsur haline getirilmelidir.Fazileti bünyesinde barındıran , hareketin yapısı ,faziletli taşıyıcılarıyla istediği hedefe ancak varabilir.
13.Ülkücü ,ülkücünün öz kardeşidir.Fenafil ihvan.’dır Bu özelliğimizi bir söylemden ziyade ruhlara ve gönle dokunan bir bireyselliği bir çırpıda söküp atan ,karındaşlıktan öte ,hareketin mensuplarını birbirine yapıştıran, Yaşama ve Yaşatma Ülküsü’nün en önemli tutkalıdır.Hareketin her mensubu , kendisini bir diğerine bağlayan, kader bağının kilometre taşının bu tutkal olduğunu, çok iyi idrak etmelidir.
14- Ülkücü yapı dışında kalmanın,Yaşama ve Yaşatma Ülküsü’nü sekteye uğratacağı ve bireysellikle dolu bir hayat anlayışının tehlikeleri çok iyi bilinmelidir.Organize olmayan hiçbir yapının başarı şansı bulunmamaktadır. Ülkücülükteki dayanışma ,kendinin yaşaması için istenilen bir dayanışmadan ziyade millet için dayanışma isteği yeni bir enerji ortaya çıkaracaktır.Biz buna , millet ve devlet adına her şeyden vazgeçme diyoruz.
Hareketin içinde oluşturulacak bu dayanışma ruhu ile ,harekette ortaya çıkabilecek çatışma ve kutuplaşma ihtimali , sevgiden yoksunluk hali sıfırlanacaktır.
Dayanışma ,ahlaki bir iş birliği ve emek beraberliğidir. Haksızlık olarak dillendirilenlerin yerine sosyal adalet olgusunu koymalıyız. Hareketin mensupları öncelikli olarak , kendi aralarında sosyal bir sözleşme imzalamalıdır. Bu kağıttan değil , gönülden gönüle akıp giden fenafilihvan bağı ile imzalamalıdır. Her ülkücü kendi sosyal yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde en ufak bir çatışma ve gerginlik ortamı yaşanmayacaktır.
15- Milleti kazanmanın yolu , kendini millete adamaktan geçer.Bu millete esir olmak anlamını taşımamalıdır. Milletin değer yargılarına saygı önceliğimiz olmalıdır. Milletin yanlışları, hareketin doğruları ile rol model olarak düzeltilmedir. Milletle gönül mübadelesi mutlaka olmalıdır.Milletteki gönül yorgunluğunu hareketin enerjisi ile gönül mübadelesi yoluyla aşmamız mümkündür.
16.Hareketin , bütün sosyal yapıyı kucaklayacak kadar genişlemesi, kaçınılmaz olarak , hareketin sorumluluğunun aynı ölçüde genişlemesini gerektirir. Buda sosyal olaylara karşı, hareketin daha derin ve engin bir bakış açısı olma zorunluluğunu ortaya koyar. Bu zorunluluk Yaşama ve Yaşatma Ülküsü’nün gereğidir. Yaşama ve Yaşatma Ülküsü’nün zafiyete uğraması durumunda hem hareket hem de sosyal yapı çöker. Beraberinde kaos ortaya çıkar. Bunun sonuçları millet olarak çok ağırdır.Yaşama ve Yaşatma Ülküsü ile ülkücüler , toplumun her kesimine elini uzatmalıdır.Toplumdan kendine yansıyacak her türlü olumsuz davranıştan kendini sorumlu tutmalıdır.Hareketin, Yaşama ve Yaşatma Ülküsü , ancak kendisi için giderek genişleyen , bir sorumluluk yarattığı ölçüde , toplumda kabul görecek ve hareketin devlet olma ideali gerçekleşecektir.
HALİM HALLAÇ

  • UYARI
  • Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
  • Yorumla

ANKET

Sitemi nasıl buldunuz?

Üye Girişi
  • Kullanıcı Adınız
  • Şifreniz