Bunun en güzel örneklerini ilk dönem Türklerde görüyoruz. Savaş meydanlarında elde edilen zaferlere rağmen Çinlilerle birlikte yaşamaya başladıklarında asimile olup Çinlilerin içinde eriyip gitmişlerdir. Erimemenin, yok olmamanın tek yolu törene sahip çıkmaktan geçer. Ne der Türk atasözü ; “İl gider, töre kalır.” Töre var olduğu müddetçe il yani devlet gitse bile yenisi kurulabilir. Ama töre giderse her şey gider.
Son üç yüz yılımız eziklik psikolojisi ile geçmiştir. Her toprak kaybedişimizle birlikte biraz daha sinmişiz. Batı bizi artık yavaş yavaş etkisi altına almaya başladı. Psikolojik üstünlük batıya geçmeye başladı. Bilimsel ve bilime bağlı teknolojik ilerlemeler sayesinde dünya batının güdümüne girdi. Batı üstün medeniyet yalanı ile beyinlerimizi bloke etti.
Bizde bundan payımızı aldık. Onlara benzeyerek kurtuluşa ereceğimiz vehmine kapıldık. İşte burada yanılmıştık. Batı ve onun zihinsel alt yapısı dünya için bir kurtuluş olamazdı. (Niye kurtuluş olamayacağını başka bir yazımda anlatacağım) Nitekim olamadı. Geldiğimiz noktada batı medeniyeti kendisi de dâhil olmak üzere bütün dünyayı kaosa sürükledi. Önce bunun farkına varacağız. Varacağız ki uyutulmuş beyinlerimizi narkozun etkisinden kurtaralım. Batı da dâhil olmak üzere dünyanın kurtuluş reçetesi bizde. O reçete başucumuzda durmakta.
Ama artık üzerimizdeki ölü topraklarını atma vakti geldi. Bu ezilmişlikten kurtulmanın yolu milletimize kim olduğunu tekrar hatırlatmaktan geçer. Mazimizi gelecek nesillere anlatmalıyız. Çocuklarımız nasıl bir mirasın, hazinenin üzerinde oturduklarını bilmeli, bilmeli ki kendine güvenen, geleceğe emin adımlarla ilerleyecek donanımı kendisinde bulabilsin. Bu mazi ki içinde dünyanın bütün mücevherlerinden daha değerli, insanlığın kurtuluş reçetesini bağrında saklamaktadır. Bize düşen kuytu köşelerde unutulmuş, unutturulmuş, küçümsenmiş, saklı halde ki bu sandukaların kapaklarını aralamaktır. Arayalım ki içinden çıkan ışık önümüzü aydınlatsın.
ANDIRINDA ORMAN YANGINI ANDIRINDA ORMAN YANGINI
Mazimize kulak verelim. Gözlerimizi kapayalım ve dinleyelim mazimizi. Kulağımıza maziden sesler fısıldanmakta. Dedem Korkutun topuz teli inlemekte, Alpaslan Malazgirt meydanında at sırtında haykırmakta, Fatihin denize sürdüğü atı kişnemekte, Mevlanaların, Yunusların, Pir Sultan Abdalların, Akşemsettinlerin hu hulara karışan âminleri duyulmakta, cenk meydanlarında yiğitlerin kılıç şakırtısı. Dinledikçe ruhunuz kabaracak, bileğiniz güçlenecek, maziden aldığı ilhamla yetişen yeni nesiller hakkın ve hakikatin, kardeşliğin, huzurun çelik bilekli yeni savunucusu olacaklardır.
- UYARI
- Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
- BİLTEPELİ ÖĞRENCİLERDEN AŞIK FEYMANI’YE ZİYARET
- Yeni eğitim öğretim yılında yapılacak çalışmalar deperlendirildi
- Şampiyonlarımız Denizli’de
- Bülent Can Yeniden Refah Partisi ilçe başkanı oldu
- Kayasuyu ilkokulunda ilköğretim haftası
- Olcar,Kadirliyi beraber inşaa edeceğiz
- Kaymakamdan gazetecilere ziyaret
- İSKAN EVLERİ CAMİİNDE AŞURE ETKİNLİĞİ
- JANDARMADAN UYUŞTURUCU TACİRLERİNE GEÇİT YOK
- Sporcular “ödüllendirildi”