“KİTAP OKUMAK” ÜZERİNE
“Ne kadar meşgul olduğunu düşünürsen düşün, okumak için zaman ayırmazsan cahilliğe teslim olursun.” (Konfüçyüs)
Hayal etmek, yeryüzünde sahip olduğumuz en büyük özgürlüktür. Bizlere bu sonsuz dünyanın kapılarını açan en kutsal şey ise kitaplardır. Her bir sayfasında başka yaşam öyküleri barındıran kitaplar, senin saklı hazinenin anahtarıdır. İçine sığdıramadıkların gibi satıra sığmayanlardır kimi zaman. Başka bir yerde olmak isteyen insanlar içindir kitaplar. Mürekkebin akmadığı yerde kan akan bir dünyada cehaletin en büyük düşmanıdır. Kendinize bir iyilik yapın ve kitaplığınızda iyi dostlar biriktirin. Bu dünyadan bambaşka dünyalara “Merhaba.” deyin. İçinizdeki odunları tutuşturun ve hepsinin bir gün gelip birer kitaba dönüştüğünü görün.
Kimilerine göre çok önemli, kimilerine göre çok sıkıcı bir eylem olan “kitap okuma”, hayat yolculuğumuzun kılavuzu olmuştur her daim. Büyüklerimizden ve öğretmenlerimizden sıkça duyarız ”Kitap okuyun!” cümlesini. Peki neden bu kadar önemseniyor bu okuma, neden bu kadar önemli ya da niye bu kadar sıkıcı görülüyor?
Eğitimci olarak bu konuyu ele aldığımda kitaba mesafeli duran kişilerin çocukluğundan itibaren kitap okuyan bir rol modelinin olmadığını görebiliyoruz ya da evinde küçük de olsa bir kütüphanesinin bulunmadığını. Çocukluk çağından itibaren evinde kitap bulunmayan bir insan, doğal olarak okumayı bir ihtiyaç olarak görmeyecek ve ona alışmakta zorlanacaktır. Bu konuda çocuğun kitapla buluşmasında ilk görev, ebeveyne düşüyor. Kendi okumayan ebeveyn, çocuğa ne kadar söylese de pek etkili olamaz. “Unutmayın, çocuklar ebeveynlerinin en sevecen gözlemcileridir.”
Çocuklarımızın kitap okumaya alışmasında bir diğer görev de biz öğretmenlere düşüyor. Burada biz öğretmenlerin olumlu etki yaratacağını düşünerek verdiği ”Kitap okuyun!” önerisi, okumaya alışmamış bir öğrenci için tam tersi bir durum oluşturabilir. O yüzden sadece ”Kitap okuyun!” demek yerine ”Kitap okumayı daha eğlenceli hale nasıl getirebilirim?” sorusu üzerinde düşünmek gerekir. Kitap okumayı zorunluluk olarak görmeyen, her kitabın farklı bir hayal dünyası olduğunu fark eden çocuk, okumak için başkasının ”Oku!” demesine gerek duymayıp süreç içinde okumaya alışacaktır.
Peki, bu saklı hazinelerimizin bizlere katkıları nelerdir?
Kişisel gelişim açısından kitap okumak oldukça önemlidir çünkü öğrencinin bilgi birikimine katkı sağlar ve onun düşünce dünyasını geliştirir. Okuma alışkanlığı edinmek, sürekli yeni şeyler öğrenmeye teşvik eder ve öğrencinin genel donanımını artırır, iletişim becerilerini geliştirir. Bunun yanı sıra çocuklarda duygudaşlık duygusunun gelişimini de sağlar. Kitap okuyan bir öğrenci, farklı karakterlerin düşüncelerini ve duygularını deneyimleyerek insan ilişkilerini daha iyi anlama becerisi kazanır. Empati yeteneği, öğrencilerin duygusal olarak birbirleriyle bağ kurmasını, birbirlerini anlamasını sağlar. Empati duygusuyla oluşan bağ, toplumsal ilişkilerde önemli bir rol oynar.
Kitap okumanın psikolojik sağlığa etkisi de göz ardı edilemez. Psikologlar, kitap okumanın stresi azalttığını ve zihni rahatlattığını belirtirler. Kitaplar, öğrencileri gerçek dünyadan uzaklaştırıp onların hayal dünyalarının kapılarını aralar ve zihni dinlendirir. Kitap okuma, psikoloji üzerinde olumlu etkiler yaratarak çocuklarımızın kendilerini geliştirmesine ve daha iyi bir hayat sürmelerine yardımcı olur.
Unutmayın ki okumak başarının ilk ve tek anahtarıdır. Okuyarak kendinizi geliştirebilir, bilgi birikiminizi artırabilir ve başarılı olabilirsiniz. Her yeni kitap sizi bambaşka dünyalara götürebilir.
Selçuk OLGAÇ Türkçe Öğretmeni