Bilim Fuarına Davet ..

Bilim Fuarına Davet ..

Muhtarlar Derneği Başkanlığına “Kenan Özyüksel” seçildi

Muhtarlar Derneği Başkanlığına “Kenan Özyüksel” seçildi

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI ADANA BÖLGE MÜDÜRÜ MUSTAFA YALINIZ CGC) ZİYARET ETTİ

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI ADANA BÖLGE MÜDÜRÜ MUSTAFA YALINIZ CGC) ZİYARET ETTİ

SUMBAS YOLUNDA MOTOSİKLET DEVRİLDİ.. 1 YARALI..

SUMBAS YOLUNDA MOTOSİKLET DEVRİLDİ.. 1 YARALI..

YÖRESEL YEMEK LEZZETLERİ FESTİVALİ YAPILACAK

YÖRESEL YEMEK LEZZETLERİ FESTİVALİ YAPILACAK

Dr. Halil Atılgan’ın beklenen eseri ” Gelvurdağları’ndan Gâvurdağlarına-Düzüçi” okuyucularıyla buluştu…
    • 11 Şubat 2019 - 07:58:24

GEL VUR DAĞLARINDAN – GÂVUR DAĞLARINA DÜZİÇİ

Hayatımın altı yılı Düziçi İlköğretmen Okulunda geçti. Altı yıl bağrına bastı o topraklar bizi. Düziçi İlköğretmen Okulundan tahta bavul omzumda çok yaya gittim Yarbaşı İstasyonuna. Tımtıs denilen trene binerek Adana’ya, oradan da İncirgediği’ne. (İncirgediği, Adana / Pozantı tren yolu üzerindeki Durak İstasyonuna 3 km, Adana’nın Karaisalı ilçesine bağlıyken, 1993 de Tarsus’a bağlanan, Adana’ya 50km uzaklıkta, benim doğup büyüdüğüm köydür.)

Bağlama, keman, mandolin çalmasını o topraklar öğretti. Çeşmeden akan su ile ilk defa orada tanıştım. Dişimi fırçalamasını, çorabımı yıkamayı, kolalı gömlek giymeyi, ütülü pantolonu o topraklar öğretti. Nejat Uygur’un Cibali Karakolunu orada seyrettim. Ahmet Sezgin’i, Mualla Mukadder’i, Hüseyin Gökmen’i, Âşık Veysel’i ilk defa o topraklarda dinledim.

Âşık olmayı, sevmeyi, sevilmeyi, pembe kâğıtlara mektup yazmayı, sevgiliden mektup beklemeyi, aşk şiirleri yazmayı, vatanı, Atatürk’ü sevmeyi, çok çalışmayı, kitap okumayı, sinemayı, tiyatroyu o topraklarda öğrendim.

Köydeki evimizde banyo yoktu. Anam, kış yaz hep taşın üstünde çimdirirdi beni. Çimdirirken de kör dikenle kırklardı. Hamamı, curunu, o topraklarla tanıdım.

Öğretmenin kutsiyetini Osman Emmiden, (Düziçi İlköğretmen okulu, İş Öğretmeni Osman Ünver) Edebiyatı Mehmet Yaman’dan, kimyanın anahtarını bulmayı, Kiliso’dan, (Kimya Öğretmeni Enver Çakmak) babacan olmayı Resim Öğretmenimiz Şakir Candemir’den, Fizik’i Abdullah Çiçek’ten, şiir okumayı Mustafa Şahin’den, Teğmenim şiirini Ahmet Z. Özdemir’den, resim yapmayı İbrahim Bayram’dan, parende atmayı Ali Turgut’tan, adam gibi adam olmayı Psikoloji Öğretmenimiz Sıtkı Saraçoğlu’dan öğrendim.

İncirgediği’nde öküz güderken türkü çığırmak tek eğlencemizdi. Çünkü onunla doğmuş, büyümüş, yunmuş arınmıştık. Türkülerle durulanmayı, onlara sevdalanmamızı Hüseyin Avni Şanlı ve Hasan Turşucu sağladı. Müzik hayatımız onlarla renk, şekil ve biçim aldı. Onların attığı sevda tohumları günbegün yeşerdi, filizlendi kocaman bir ağaç oldu. Dal budak saldı. Gönül gözümüz muhabbeti, dünyayı içine sığdıramadığımız yüreği tanıdı. Sevginin yürekle yüceleştiğini öğrendi. İşte o yürek Çukurova’ya, Gâvur Dağları’na, Düziçi’ye, Toros Dağları’na sevdalandı.

Sevdamız, anamın beni tarlada doğurmasından, sekiz yaşına kadar ayakkabıyı tanımayışımdan, yufka ekmeği fırın ekmeğine sarıp katık diye yiyişimden, anamın dokuduğu, nar kabuğuyla da boyadığı çıbıklı ceketle büyümemden, Gâvur Dağları’nı yorgan Çukurova’yı, Düziçi Ovası’nı döşek, yavşan kokusunu pudra, kekik kokusunu esans kabul etmemden gelir.

Sevdam türkülerdir. Türkülerde anamın ağıtı, babamın sırları gömülüdür. Ana kucağının sıcaklığı vardır onlarda. Sevdaların dumanı yükselir. Köyümün dağları şekillenir. Çayları çağlar. Tıpkı Düldül Dağı’nın dibinden çıkıp da Ceyhan’a kavuşan Sabun Suyu gibi. Kavuşamayanların arzuları siyim siyim gözyaşı olur türkülerde. “Aman aklımı başımdan aldı bu ceren / Edem seherde karşıma çıktı bu ceren” denildiğinde Amanoslar’dan hışımla inen kar suları gelir aklıma. İşte bizim türkülere, Gâvur Dağları’na sevdamız bundandır.

Bu sevda yollara düşürdü beni. Onulmaz yaralar açtı sinemde. O topraklara olan minnet borcumuzu ödemek için Gâvur Dağları’nı koyak koyak, köy köy dolaştırdı. Zindağı’ndan Mezdağı’na bir köprü kurduk. Duyduğumu not ettim. Yetişebildiğimi kayda geçtim. Çeşitli zamanlarda yörede yaptığım derleme çalışmaları yeni çalışmalarla bütünleşti. “Gel Vur Dağları’ndan Gâvurdağları’na Düziçi” adlı kitabımızın ortaya çıkmasını sağladı. Kısaca yörenin ulaşabildiğimiz kültür ürünleri bu kitapla ebedileşti. Ebedileşmesi de bana nasip oldu. Mutluyum…

Dr. Halil Atılgan

Halkbilimci -Araştırmacı Yazar

Etiketler: Araştırma eseri, Dr. Halil Atılgan, Dr. Halil Atılgan’ın beklenen eseri ” Gavurdağları’ndan Gavurdağlarına-Düzüçi” okuyucularıyla buluştu…, Düziçi, Gavurdağları

  • UYARI
  • Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
  • Yorumla

ANKET

Sitemi nasıl buldunuz?

Üye Girişi
  • Kullanıcı Adınız
  • Şifreniz