CUMBRE DE MADRİD

EMRE KIR

Geçtiğimiz hafta İspanya’nın başkenti Madrid’te düzenlenen ve ayrıca İspanya’nın ittifaka katılışının 40.’ncı yıldönümüne denk düşen zirve, çarpıcı gündem maddelerine sahne oldu.

Ukrayna-Rusya Savaşı, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girme telaşı toplantının kuşkusuz en çok dikkat çeken konu başlıklarıydı. Böylesine hassasiyeti, kuvveti yüksek bir organizasyonda Türkiye’nin masaya güçlü oturması ve kazançlı ayrılması uluslararası arenada ciddi bir başarı olarak algılandı. Bilhassa Türkiye açısından masadaki açık ve net tavırlar, taviz verilmeyen konular teröre karşı kazanılmış açık bir zafer niteliği taşıyor.

Daha da geçmişe gidersek, önceki dönemlerde bu tarz uluslararası kritik toplantılarda devlet erkanımızın, fotoğraflar, belgeler ya da terörist ifadeleri, teröre destek veren ülkelerin dosyaları hatta askeri mühimmat seri numaralarına kadar masada ilgili devletlerinin önüne koyduğunu çok iyi biliyoruz. Çok sözler verildi, çok ittifaklar yapıldı. Lakin sonuç değişmedi. Bu vatan, onlarca yıldır terör belasına çok şehit verdi. El altından teröre destek hep devam etti.

Madrid Zirve’sine dönecek olursak, bu kez masadan somut adımlarla, belgelerle kalkan bir Türkiye gördük. Türkiye’nin beklentileri kabul edilerek yazılı mutabakata dönüşmüştür. Sonuçlar üzerinden kuvvetli bir analiz yapacak olursak, Türkiye’nin jeopolitik konumunun, NATO ve Batı Avrupa ne derece önem arz ettiğini bir kez daha görmüş olduk. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği yolu açılırken, Türkiye de özellikle PKK ve YPG terörüne sıfır destek hususunda bu iki ülkeyle ciddi bir yazılı mutabakat yapmıştır.

Peki tek karlı çıkan taraf biz mi olduk? Elbette hayır…Ukrayna-Rusya savaşının ardından çok ciddi bir sarsıntıya giren NATO, yeniden bir güç ivmesi kazandı. Önümüzdeki süreçte güçlerini daha çok perçinleyen bir ABD-NATO ittifakı, dışarıda bırakılmaya ve yalnızlaştırılmaya çalışılan bir Rusya görmeye devam edeceğiz. Zirvenin gündemine oturan başka bir önemli konu ise Çin’in NATO nezdinde ilk kez ciddi bir tehdit olarak algılanması oldu.

Sonuç olarak, 2022 Madrid Zirvesi, ABD, NATO ve Batı Avrupa ülkelerinin, Rusya ve Çin bloğuna karşı inşa edilen kale duvarının temel atma inşaatı niteliği taşımıştır ve de Türkiye pastadan payına düşen dilimi almıştır.