Metruk bina toplantısı yapıldı

Metruk bina toplantısı yapıldı

Peçeli baykuş doğaya salındı

Peçeli baykuş doğaya salındı

Ispir ailesinden mevlide davet

Ispir ailesinden mevlide davet

DİLEK LİVANELİ ÖĞRETMENLERLE  TECRÜBELERİNİ PAYLAŞTI

DİLEK LİVANELİ ÖĞRETMENLERLE TECRÜBELERİNİ PAYLAŞTI

Hastanede yangın tatbikatı

Hastanede yangın tatbikatı

GELECEK GÜZEL GÜNLER HATIRINA KURALLARA UYALIM…
    • 26 Kasım 2020 - 09:59:31


Dünya uzun bir zamandır coranavirüs belası ile uğraşıyor. Maalesef biz de bu beladan fazlasıyla nasibimizi alıyoruz. Her gün salgın etkisini artırarak varlığını hissettirmektedir. Artık kritik eşiğe gelmek üzereyiz. Bu zamana kadar kontrol altına alabildiğimiz salgın artık kontrolümüz dışına çıkmaya başlama evresine girdi. En kötüsü de bu sanırım. Kontrolü kaybetmek.
Eğer bir şey bizim kontrolümüzden çıkarsa biz ona hükmedemeyiz. Acı ama gerçek o bize hükmetmeye başlar. Hâkimiyetini kaybedenler etkin değil, edilgen kişilerdir. Olaylara şekil vermek yerine olayların etkisinde kalıp, kendisini olayların akışına bırakır.
Dediğim gibi şimdi kritik eşikteyiz. Virüs bizi mi esir alacak, yoksa biz mi virüse esir olacağız. Çok güzel bir şekilde yürüttüğümüz coranavirüsle mücadele süreci sanki akamete uğramış gibi. Süreç uzadıkça mücadele azmimizde gevşemeler meydana geldi. Virüsle mücadelenin ilk günlerini hatırlıyorum da ne çok dikkatliydik.
Bize bir şey olmaz mantığı ile rahat hareket ediyor ya da aman ne olacaksa olsun artık bıktık. Bu ne ya! Teslimiyetine büründük. Her ikisi de tehlikeli. Bana bir şey olmaz mantığı ile hareket edenler yaşayarak öğrendiler ki, bu virüs ayrım yapmıyor ve hiç kimsenin ayrıcalığı yok. Makam, mevki, zengin, fakir tanımıyor. Bize bir şey olmazsa bile bizim yüzümüzden bir sevdiğimize bir şey olur. İşte o zaman bunun vicdani sorumluluğunu bir ömür boyu taşımanın ağır vebali omuzlarımıza yüklenecektir. Artık ne olacaksa olsun bıktık, demek virüse teslim olmaktır. Bu da nice belalarla mücadele etmiş ve başarmış bir millete yakışmaz.
Zor bir süreç mi? Evet çok zor bir süreç. Çok sevdiğim bir arkadaşımla sohbet ederken şöyle demişti:
“-Üstat 48 yaşındayım. 47 yıllık hayatım yalan oldu.”
Hemen hemen bütün hayatımız alt üst oldu. Toplumların yüzlerce yıllık alışkanlıkları, bireylerin kendi hayatlarındaki alışkanlıkları yerle bir oldu. Bu duruma alışmak hakikaten çok zor. Bu süreç hem maddi hem de manevi olarak bizleri yıpratıyor. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki bu kara günler geçecek. Tekrar o eski hayatımıza kavuşacağız inşallah. Akrabalar eşler dostlar, bir araya gelecek. Dostlarla birlikte çaylar içilecek, sohbetler edilecek. Yine dostlarla tokalaşacak, sımsıkı sarılacağız. Tokalaşmak, sarılmak ne büyük bir nimetmiş Allah’ım.
Düğünlerde halaylar çekilip, mutluluklar paylaşılacak, cenazelerde açılar hep birlikte göğüslenecek. Okullar cıvıl cıvıl olacak, öğretmenler öğrencileri ile buluşacak. Caddeler insan seline dönecek. Camiler, imamların; “Sevgili cemaat safları sıklaştıralım.” uyarıları ile şenlenecek. Omuz omuza namaz kılmanın huşuna ereceğiz.
O sıcak aile ortamları yeniden harlanacak. Annelerimizin elleri öpülecek. Annelerimizle, babalarımızla, kardeşlerimizle, dayılarımızla, teyzelerimizle, amcalarımızla velhasıl bütün ailemizle, eşlerimizle dostlarımızla konu komşumuzla maile herkesin bir arada olduğu, vakit geçirdiği neşeli günlere kavuşacağız. İnsanların bir arada vakit geçirdikleri zamanki mutluluktan mahrum kalmanın psikolojik ezikliği benliğimizi alt üst etse de sabırla ve sükûnetle bu günleri atlatacağız. Ama biraz zamana ihtiyacımız var.
O günleri çok özledik biliyorum. Ama o günlere eksiksiz kavuşmak için lütfen daha dikkatli olalım. Gelecek güzel günlerin hatırına bu günlerimizi dikkatli geçirelim. Ne yapmamız gerektiğini söylemiyorum. Çünkü siz çok iyi biliyorsunuz. Tek yapmamız gereken şey bildiklerimizi hayata geçirmek. Bunu sadece kendimiz için değil, çok sevdiklerimiz içinde yapmalıyız. Bilerek ya da bilmeyerek yaptığımız bir ihmalin neticeleri çok ağır olabilir. Bu ihmalin vicdani rahatsızlığını bir ömür boyu taşımamak için sorumlu hareket etmek hepimizin insani görevidir.
Salgınla mücadelede en ön sırada yer alan siz sağlık çalışanları sizlere ne kadar teşekkür etsek yine de hakkınızı ödemeyeneyiz. Kendi sağlığınızı hiçe sayarak, eşinizden çocuklarınızdan feragat ederek nasıl özverili çalıştığınıza hepimiz şahidiz. Onların işini kolaylaştırmak adına lütfen kurallara uyalım. Unutmayalım ki onların da bir hayatı bir ailesi var.MEMDUH ERGİN-EĞİTİMCİ-YAZAR

  • UYARI
  • Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
  • Yorumla

ANKET

Sitemi nasıl buldunuz?

Üye Girişi
  • Kullanıcı Adınız
  • Şifreniz