Çok konforlusunuz. Her bir yanda teknolojik aletler, dizüstüler, sivri zekâ telefonlar, kablosuz aygıtlar…Boğazımıza kadar batmışız bu dijital çöplüğün içine. Sırada ne var peki? Beynimiz mi? Durum öyle vahim ki caddede yolda yürüyen insanlar görüyorum cep telefonlarına bakamadan yürüyemeyen, kafeye giren delikanlılar, kızlar masaya oturur oturmaz hemen başlıyorlar cep telefonlarını kurcalamaya. Yani 15 dakika ya var ya yok, sosyal medya hesaplarını kontrol etmeden duramıyorlar, beyinler uyuşmuş anlayacağımız.

Okullarda durum daha da vahim. Eskiden teneffüslerde birkaç sayfa da olsa kitap okuyan yahut arkadaşlarıyla teneffüste bahçede koşturan, sırasında ödevleriyle, dersleriyle haşır neşir olan bir neslin yerini ellerinde cep telefonuyla oyunlara dalmış farklı bir nesil almış. Gitgide teknolojinin (sözde) her ortamda serbest olduğu bir medeniyet karşımızda.
Eğitim alanlarının dışındaysa durum hiç farklı değil. Evdeki annelerden tutun, işyerinde çalışan babalar, fabrikada çalışıp da molaya çıkan işçiler. Tablo aynı. Her yanımızı kablolar ,şarj aletleri sarmış.Teknoloji dediğimiz şey bu muydu acaba? Biz mi teknolojiden faydalanıyoruz yoksa onu kullanarak bizden faydalananlar mı var?
O kadar alışmışız ki rahata arada bir doğal afetlerle sarsıldığımızda şoku atlatınca ‘’ bana bir şey olmaz’’ diyerek eski rahatlığımıza geri dönüyoruz. Ama birkaç saat elektrik kesilince de apışıp kalıyoruz. Hava soğuksa ısınamıyorsunuz, cep telefonlarınızın pili zayıflıyor, başkalarının o birkaç saat içinde neler paylaştığını kaçırıyorsunuz, hani çok önemli ya!

Nasıl bir uygarlıksa, nasıl bir teknolojiyse her şeyimiz böyle bir pamuk ipliğine bağlı. Doğal afet demişken,2024 yılı sonuna kadar pandeminin dünya ekonomisine maliyeti 13.8 trilyon dolarmış. Aslında buna pandemi kararının demek pek de yanlış olmaz. II.Dünya Savaşı sonrasında dünyanın küresel ekonomik sistemini yeniden kuranların pandemi sonrasında da The Great Reset ,yani Büyük Sıfırlama projesini hayata geçirdiklerini anlayamayacak kadar uyuyoruz bu dijital çöplükte. Ünlü sosyal medya kanalı Twitter’ın 44 milyon dolara Elon Musk’a satılması da bu gölge oyunlarının bir perdesi.Yani artık bu şu anlama geliyor sevgili okurlar; Yüzbinlerce kişisel dosyanın sahibi artık Elon Musk! Nasıl bir manipülasyon gücüne sahip olduğunu bir düşünün. ABD gibi bir ülkenin başkan seçimlerine direkt nüfuz eden bir Facebook platformu gördük. Ehh, işte bu da bizim teknoloji, haberleşme dediğimiz kavramların arka bahçesi. Çağdaş, medeni olduğumuz yalan ama konfor mahlukları olduğumuz açık ve net. Sevgilerimle…- EMRE KIR