- 23 Ağustos 2021 - 08:18:04

Teknoloji bizi bu hâle getirdi dedi, 70 yaşındaki bir adam. Neden böyle söylüyorsunuz ki, dedim. Teknoloji bizi bayağı rahatlattı. Yok dedi ihtiyar. Sen yanılıyorsun. Sen kolaylığı rahatlık zannediyorsun lakin durum bildiğin gibi değil. Dedim, ihtiyar masal anlatma bana.

Neyi güzelmiş eskilerinde, beni yanılmakla itham ediyorsun. Bak iki gözümün çiçeği, anlatayım o zaman.
Bizim zamanımızda Ocaklık Başı sohbetleri vardı. Şimdiki gibi evlerde Doğalgaz yoktu. Akşam oldu mu tüm ev halkı genişçe bir ocaklık etrafında toplanır, evin büyüğünün veya gelen misafirin ağzına bakardı. Bu bakışta manzara şu şekilde cereyan ediyordu.

Ocaklıkta büyükçe bir kütük hafifçe yanar. Kül içerisine gömülmüş, hemen kenarında mavi bir çaydanlık hafifçe kaynar, çayın demini alması içini zaman sınırı konulmaz, varsa üç beş patates yine küle gömülmüştür. Kül kömbesi denilen şey için evin hanımı akşamüstü hamur yoğurur, içerisine soğan kavrulur veya kıyma konulur bulunulan yerin özelliklerine göre de değişik malzemeler konulabilirdi.

Kül kömbesinin pişmesini müteakip üzerine tereyağı sürülür mübarek balkaymaktan datlı olurdu. O zamanın devrinde bu kül kömbesi ile mavi çaydanlıktan içilen çayın dadını günümüzde hiçbir yiyecekten alamıyoruz. Sohbet de datlı ve türkülü ise o gecenin bitmesini hiç istemezdiniz.
Şimdi zehir soluyan ocaklarda çelek çaydanlıklardan içtiğimiz çaylar hiç dat almıyoruz guzum. Kül kömbesini soracak olursanız. Kül Kömbesi tıpkı Kül Kedisi gibi masallarda kaldı.
İhtiyar kül kömbesini ve mavi çaydanlıktan çay içmeyi o kadar güzel anlatmıştı ki, Canım o günlerde yaşamak istemişti. Vay dedim içimden böyle bir sohbet olsa da sabaha kadar laf etsek, kül kömbesi yiyip üstüne mavi çaydanlıktan çay içsek.

Paylaş

UYARI
Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.