Artık haber kanallarında da alışkanlık yaptı, “it dalaşı” haberleri, eskiden yalnızca üç beş dakika gibi kısa bir süre yer verilen bu dehşet ve vahşet haberleri şimdilerde neredeyse baştan sona… Toplum olarak zaten bu haberleri izlemeye eğilimli olduğumuz için sanırım bizlerde de yeni bir bağımlılık türü ortaya çıkmaya başladı.
Her akşam sözde haber izlemek için televizyonun kumandasına dokunduğunuzda arka arkaya başlıyor korku filmi gibi. Kenar mahallelerdeki çatışmalar, adam kesmeler, bıçakla yaralamalar, yol kesmeler, silah çekmeler ya da eline geçen her şeyi birbirine fırlatanlar… Üstelik her köşede birer kamera çekerken ya da güpegündüz, onlarca kişi izlerken. Bazı seyircilerin de elinde telefon, gönüllü muhabirlik yapıyorlar. Daha bitmedi, metrobüs ya da dolmuşta, otobüste itişmeler, ağız dalaşları hatta hızını ya da hırsını alamayıp şoföre saldıranlar da var.
Bir yandan kadına yönelik şiddetle başa çıkmayan zavallı toplum psikolojimiz şimdilerde ise sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti sindirmeye çalışıyor. Hatta biraz daha abarttık; şimdi de yatakta hareket etmekten aciz hastasına çektirdiği eziyeti kameraya alan ve bir de marifetmiş gibi sırıtan “sadist hemşire’’ çıktı. Bu gaddarlık, vahşet, soysuzluk neden?
Sokaktaki basit kavgalarda palalar, döner bıçakları, satırlar kullanılmaya başlandı. Sanırsın ki mücahit kılığına girmiş hak yolunda savaşa çıkıyor. Hiçbir şey bulamadıklarında “niye öyle baktın?’’ savaşı başlıyor. Az çok dövüş kabiliyetin yoksa işin zor gibi ama devreye silahlar girdi mi o da bir işe yaramıyor. Bu insan kılığında gezen zavallı mahlûklar şimdilik tek ya da çift gibi görünse de yarın bir gün sayılarının artmayacağının kimse garantisini veremez.
Hani aptalının, görgüsüzünün, cahilinin ortalarda fink attığını biliyoruz. Ama bu son zamanlarda ortaya çıkan, acı çektirmekten, işkence yapmaktan haz alan sadist sayısının hızla yükselmesi evden dışarı adımını atan herkesi tedirgin ediyor artık. Yaş ilerledikçe kontrol altına alınamayan içgüdüler fırsatını buldu mu anında dışarı fırlıyor. Eğitim düzeyi çoğunluğu ilk kademe, psikolojisi normalin altında olan bu insan kalabalığının sonu nereye varacak bilemiyoruz.
Üstelik böyle bir psikolojide yaşayan insanların eline bir de tabanca verirseniz vay halimize… Bireysel silahlanma Türkiye’de gün geçtikçe artıyor. 2018’de 7 bin 630 olan silah bulundurma ruhsatı alan kişi sayısı, 2021 yılında 16 bin 569 oldu. Bir o kadar da ruhsatsız ya da gayri meşru yollardan silah gezdiren var. Bu kadar hızlı silahlanan bir ülkede potansiyel suç makinelerinin de artış göstermesi kaçınılmaz. Yakında artık top, tüfek ya da ne bileyim nükleer de fırlatırız birbirimize, belki de level atlarız. Saygılarımla…
- UYARI
- Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
- Metruk bina toplantısı yapıldı
- Peçeli baykuş doğaya salındı
- Ispir ailesinden mevlide davet
- DİLEK LİVANELİ ÖĞRETMENLERLE TECRÜBELERİNİ PAYLAŞTI
- Hastanede yangın tatbikatı
- Seyir halindeki araç yangını söndürüldü
- Traktör sürücülerine reflektör dağıtıldı
- KAYMAKAM DOLU KÖYLÜNÜN SORUNLARINI TEK TEK DİNLEDİ
- Araç yangını söndürüldü
- Sıra sanayi sitesinde ..