NEYİ KUTLUYORUZ?
EMRE KIR
Malum, artık Aralık ayının sonuna doğru ilerliyoruz. Sokaklar, caddeler şimdiden süslenmeye başladı. Alışveriş merkezleri, vitrinler, mağazalar rengârenk. Alışveriş telaşına düşmüş insanların doldurduğu kaldırımlar ise hiç olmadığı kadar yoğun, kalabalık…
Ellerde kâğıtlar, kalemler planlar yapılıyor, listeler hazırlanıyor. Olmadı telefonlar ediliyor, en lüks restoranlarda, kafelerde ya da barlarda yerler ayırtılıyor. Biraz daha ileri gidersek şöyle İstanbul’a ya da güneydeki tatil merkezlerine, yalılarda ya da herhangi bir yatta yapılan çoğumuzun hayal gücünü aşan partiler de var.
Evet, sevgili güzel ülkemin güzide insanları, yeni bir yılı daha karşılamaya hazırlanıyor. Hazırlanıyoruz hazırlanmasına da arada bir soluklanırken hiç “hangi ara biz bu kadar bu takvim gününü dini bayramlarımızın bile önüne geçecek kadar özümsedik?” sorusu aklınıza geldi mi?
Sokağa çıkıp kime sorsanız, sıradan bir vatandaşın vereceği cevap az çok bellidir; “Yıllardır gelenek olmuş, değiştiremeyiz artık.’’ İyi de 90’lı yıllarda o şirin, sobası yanan, üzerinde kestaneler pişirilen, aile birlikteliğinin bir ritüeli haline gelmiş o mini toplantılardan eser var mı şimdilerde? Öyle ya, restoranlarda, otellerde, yatlarda, katlarda Noel’i kutlamak varken, kim ne yapsın aile saadetini! Nerden baksanız en az beş bin.
Bu da başlangıç fiyatı. Evde kutlayayım derseniz de en az bin lira ile başlar alışveriş maceranız. İyisi mi siz tavuktan, hindiden şaşmayın.
İşin ilginç bir tarafı da Hristiyan aleminden daha çok Noelci olmamız. Roma İmparatoru Jül Sezar’ın M.Ö 40 yılında Güneş’i referans alan Jülyen takvimini benimsemesi ve bir yüzü geçmişe, diğer yüzü ise geleceğe bakan, değişimi ve başlangıcı temsil eden Roma tanrısı Janus’un onuruna onunla aynı adı taşıyan ocak ayının ilk günü olarak kabul edilmesiyle pek ilgilenmediğimiz kesin.
Hoş tabi, Noel ile yılbaşı arasında bir hafta olduğunu bilmeyen de bir sürü insan var bu ülkede.
“Neyi kutluyorsunuz?” diye sorduklarında ise kendimizi avutacak cevaplarımız hazır. Dedelerimiz ninelerimiz şükür bu yılda ölmedik diye mi, yoksa gençler siz de bir yıl daha yaşlandık diye mi 12 ‘ye saniyeler kala haykıracağız?
Ertesi sabah ise geceden kalmış meze tabakları, acıdan kıvrılan mideler, masanın üstünde buruşturulup bir kenara atılmış bir türlü piyango vurmayan hayali biletler… Sabah pijama ile yataktan fırlayıp gece boyu Noel Babayı beklemiş minik yavrucakları da unutmayalım.
Ama siz yine de noel ağacınızı süsleyin, hindinizi şimdiden ayırtın, olur ya Noel Baba da çıkar gelir bir yerlerden. Olmadı hızımızı alamazsak Cadılar Bayramını da kutlarız seneye…
Hoş tabi, noel ile yılbaşı arasında bir hafta olduğunu bilmeyen de bir sürü insan var bu ülkede.
Neyi kutluyorsunuz? Diye sorduklarında ise kendimizi avunduracak cevaplarımız hazır. Dedelerimiz ninelerimiz şükür bu yılda ölmedik diye mi, yoksa gençler siz de bir yıl daha yaşlandık diye mi 12 ‘ye saniyeler kala haykıracağız?
Ertesi sabah ise geceden kalmış meze tabakları, acıdan kıvrılan mideler, masanın üstünde buruşturulup bir kenara atılmış bir türlü piyango vurmayan hayali biletler…
- UYARI
- Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
- DOĞASEVERLERİ YAĞMURDA DURDURAMADI
- Metruk bina toplantısı yapıldı
- Peçeli baykuş doğaya salındı
- Ispir ailesinden mevlide davet
- DİLEK LİVANELİ ÖĞRETMENLERLE TECRÜBELERİNİ PAYLAŞTI
- Hastanede yangın tatbikatı
- Seyir halindeki araç yangını söndürüldü
- Traktör sürücülerine reflektör dağıtıldı
- KAYMAKAM DOLU KÖYLÜNÜN SORUNLARINI TEK TEK DİNLEDİ
- Araç yangını söndürüldü