Bir zamanlar yaşadığınız günün hesabını yapın derlerdi. Şimdilerde ise bu yaşanılan an’a
indirgendi ve yaşadığınız anın hakkını vererek yaşayın, hayatınızı dolu dolu geçirin denir
oldu. Öyle ya, kim garanti eder ki günün sonuna çıkacağımızı. İnsanlar günümüzde
yaşadıkları anın farkına varmadan yaşar oldular. Mutlu olmayı hep bir takım şartlara ve
zamanlara hasretmeye başladılar. “Hele bir şu sınavı kazanayım, bir askere gidip geleyim, şu
işe bir gireyim, önce bir evleneyim…” gibi sonu gelmez beklentiler maalesef mutlu olamadan
ve hayatı dolu dolu yaşayamadan bizim sonumuzu getirdi. Mutlu olmak bir takım şartlara
bağlanınca da hayatımızı farkında olmadan ipotek altına almış olduk. İpotekli yaşam da
bizlere mutluluk getirmedi.
Birçoğumuz, küçük yaşlardan itibaren, içinde bulunduğumuz anı yaşamamayı, bir anlamda
yaşamı ertelemeyi öğrendik.Hiç unutmuyorum bir televizyon programında Vehbi Koç, gözleri
yaşararak, “Hayatım boyunca sürekli çalıştım; hiç hayatımı yaşamadım” demişti. Şimdi siz
belki, “Vehbi Koç gibi zengin ve başarılı olayım, hayatımı yaşamasam da olur” diyebilirsiniz.
Peki, hem Vehbi Koç gibi çalışkan ve başarılı olmaya hem da içinde bulunduğunuz anın
hakkını vermeye ne dersiniz?
İnsanın içinde bulunduğu anın farkında olması ve o anın hakkını vererek yaşaması bir
ayrıcalıktır. Bir düşünün yaptığınız işlerin tadını çıkararak yaşamak mı yoksa “Eyvah ben
nasıl da ömrümü tüketmişim?” diyerek yaşamak mı istersiniz? Bir okuldan mezun olduktan,
askerliği bitirdikten veya gençlik günlerinizin sonuna geldikten sonra “Ah ne güzel günlerdi”
diye kaçırılmış güzellikleri hasretle ve esefle hatırlamak yerine, o güzel günleri yaşarken fark
etmeniz mümkündür.
Simyacıda anlatılan hikâyelerden birinde, genç bir adam yaşlı kralın sarayına gider. Kral
gencin eline, içinde sıvı yağ bulunan bir kaşık verir ve bu yağı dökmeden sarayını dolaşmasını
ister. Genç, yağı dökmeden sarayı dolaşıp gelir. Kral gence; “Salondaki acem halılarımı
gördün mü?” diye sorar. Genç görmediğini söyler. Kral, bahçesini görüp görmediğini sorar.
Genç görmediğini söyler. Kral, değerli kütüphanesini görüp görmediğini sorar. Genç yine
görmediğini söyler. Bunun üzerine kral, gencin sarayı ikinci kez dolaşmasını, ancak bütün
bunlara bakmasını söyler.
Genç, sarayı dolaşıp gelir. Her şeyi görmüştür ancak kaşıktaki yağı da dökülmüştür. Kral
gence “Yaşamın gizi, kaşıktaki birkaç damla yağı dökmeden dünyaya bakabilmektir” şeklinde
öğüt verir.
Kaşıklarımızdaki birkaç damla yağ; görevlerimizi, çevremize karşı sorumluluklarımızı
sembolize ediyor. Bu örnekten yola çıkarak insanları üç gruba ayırabiliriz: Birinci grubu,
kaşıktaki yağı dökmeyen, ancak dünyadan da nasibini almayan insanlar oluşturuyor. İkinci
grup, anlık hazlar peşinde koşup, yağı ve kaşığı kaybedenlerden oluşuyor. Üçüncü grubu ise,
Simyacıda önerilen türde yaşayanlar oluşturuyor. İsteyen herkes üçüncü gruba girebilir.
Kendimizi eğitirsek, kaşıktaki yağı dökmeden dünyaya ve bu arada kendimize bakmayı
öğrenebiliriz.
Unutmayın yaşamda her şeyi biriktirebilirsiniz ama zamanı biriktiremezsiniz, yaşanmadan
ertelenmiş günleri ileride yaşama ihtimaliniz hiç olmayacaktır. Çünkü yaşamda geçen
saniyeleriniz asla tekrarlanmayacaktır. O halde esas maharet yaşamımızı oluşturan, o tekrarı
mümkün olmayan, eşsiz saniyelerin hakkını vererek yaşamaya çalışmakta…
Enerjik bir beden iki önemli kaynaktan beslenir. Düzenli uyku ve sağlıklı beslenme. Peki ağır
stres altındaki bir zihin nasıl enerjik olabilir? İşte güne zihnen harika başlamak için 4 önemli
adım…
Güne muhteşem başlamak için 4 adım
Hayat bir kovalamaca. Zaman durmak bilmiyor. E siz de bu kovalamacanın içinde sürekli
koşturarak, bir şeyleri yakalamaya çalışarak kendinizi yoruyorsunuz. Yapmayın. Kendinize
iyi bakın. Siz sizi sevenlere lazımsınız…
İşte gün boyu zinde kalmanızı sağlayacak basit öneriler…
1. Neyi başarmak istediğini zihinsel olarak çöz
Projelerini son teslim tarihinden önce bitir. İş arkadaşlarından geri kalma. Mutluluğunu
besleyen özel şeyleri keşfet. Bu seni sadece yükseltmeyecek, aynı zamanda gün boyunca
keyfin yerinde olacak. Hiç fena bir başlangıç değil.
2. Ne için minnettar olduğunu düşün taşın
Büyük bir mutluluk için minnet duymalısın, bu aslında bir sır değil. Neden ilk gözünü
açtığında zaman listene bu güzel sabaha uyandığın için minnet duymayı eklemiyorsun. Bu
sadece güne mutlu başlamanı sağlamayacak, streslerini silmeye de yardım edecek. Yaşam
problemler serisidir ve sen bunları çözmek zorundasın. Çözerken de stres sana ulaşabilir.
Ancak minnet duymak stresi yenebilir.
3. Sevdiklerinizi her uyandığınızda görün
Yaşam koşulları her zaman sizi sevdiklerinizle bir arada tutamayabilir. Uyandığınızda
görebileceğiniz en uygun yere onların fotoğraflarını koyun. Araştırmalara göre sevdiğiniz
insanları düşünmek -anneniz, sevgiliniz, köpeğiniz- sizi negatif düşüncelerden kurtarır.
Keyifli anılar = Güzel hisler
4. Sonunda hiçbir şey düşünmeyin
Son zamanlarda sessizlik seni ne zaman kucakladı. Hiçliğinle bağlantı kuramıyorsan,
sessizlikten randevu almalısın. Sessiz bir yere otur, odaklan, yaratıcılığını ortaya çıkar… Bu
gününün başlamasına iyileştirici etki yapacaktır. Biz kendimize fırsat vermezken, zaman bize
şans verir. Uyumadan önce kendine birkaç dakika ver ve sabah için kendini hazırla. Yarın her
şey mükemmel ol.NİHAYET YILDIRIM-KİŞİSEL GELİŞİM UZMANI-EĞİTİMCİ-YAZAR-BAHÇEŞEHİR KOLEJİ KADİRLİ KAMPÜSÜ ORTAOKUL MÜDÜRÜ
- UYARI
- Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
- Metruk bina toplantısı yapıldı
- Peçeli baykuş doğaya salındı
- Ispir ailesinden mevlide davet
- DİLEK LİVANELİ ÖĞRETMENLERLE TECRÜBELERİNİ PAYLAŞTI
- Hastanede yangın tatbikatı
- Seyir halindeki araç yangını söndürüldü
- Traktör sürücülerine reflektör dağıtıldı
- KAYMAKAM DOLU KÖYLÜNÜN SORUNLARINI TEK TEK DİNLEDİ
- Araç yangını söndürüldü
- Sıra sanayi sitesinde ..