Artık konuya bir yerden başlamalıydık, bunu Ak Sakallı da sezmiş olmalı ki,
-Bak Evlad dedi. Bu gün buraya seninle sohbet etmeye geldim. Ve görüyorum ki çok heyecanlısın. Bu heyecana ve strese hiç gerek yok, geri yaslan rahatla.
Biliyormusun biz seni kısa süreliğine de olsa bir işgalden kurtardık dedi.
Bende efendim telefonun nesi işgal, işgal dediğin başka bir ülkenin topraklarını haksız hukuksuz yere işgal etmek değilmidir biz böyle biliyoruz dedim. İhtiyargeri yaslandı ve söz başladı.
-İşgal sadece senin yukarıda anlattığın durum değildir evlad. İşgal öncelikle yeryüzünde Allah’ın halifesi olarak görev yapan insanın ruhunun ve bedeninin işgalidir. Bu durum içerisinde en acımasız ve en aşağılık olanı insanın ruhunun işgalidir. Şairin dediği gibi, aşklarımız, ruhlarımız, bedenlerimiz işgal altındadır.
İşgallerde esas olan durum işgal edilen kişinin tam bir esaret altına alınmasıdır ve işgalcinin bunu bilmesidir.
Mesela ilk önce senin anlayacağın şekilde insani bir aşktan ya da işgalden bahsedelim. İnsanoğlu karşıdaki bir kişiye ilgi duymaya başladığı andan itibaren ruhi bir işgal altındadır. Olmaz, artık olur olmuştur. Bu işgale uğrayan insan artık bu hevesinin gerçekleşeceği an’a kadar bütün zerrelerinde bir işgalin esareti altındadır. Artık yaşadığı her şeyde ruhunu çepe çevre saran bu işgal onu bir meşguliyet altına almıştır. Baktığı her şeyde onu görür, işlerini o’na göre dizayn eder, zamanını o’nu görmek üzere ayarlar, Bu kişi bir talebe olsa dersini aksatır, bir memur olsa işini yanlış yapar, bir tamirci olsa vidayı yanlış sıkar, bir şoför olsa baktığı yol da o’nu görür, bir idareci olsa duygusal kararlar alır.
Biz bu örnekleri oldukça çoğaltabiliriz lakin burada esas anlatılmak istenen amaç aşkın işgalidir. Ve bu işgalde insan ruhunda ve bedeninde oluşan değişimdir. Göremezse ne olur, hasta olur, vücudunda bir takım değişiklikler olur, stres denen psikolojik sıkıntıya düşer ki, burada işgal tamamen kişiyi esaret altına almaya başlamış olur. Ve bu esaretten kurtulmak o kadar da kolay olmaz. Esaretten kurtulmak için harcanan para ve zaman insanı fakirleştirir, varsa hazırı tüketir, yavaş yavaş yok oluşuna sebebiyet verir. Zaten işgalin amacı bu değil midir? Seni, bedenini, ruhunu yavaş yavaş yok etmek. İşgal seni ağır ağır bitirerek yok etmiş olmuyor mu? Şimdi sen aklından, birçok insan bu aşk yüzünden sigaraya içkiye başlıyor diyorsun. O tarafı da yine bir bitiş taşımıyor mu? Yukarıda saydığımız para harcanması ve hazırın tüketilmesi bu manaları içerir. İşte nereden bakarsan bak her işgal bir bitiriş oluyor.
Bak işte evlat, aşk bir işgaldir ve bu işgal öyle bir şey ki, seni sana bırakmıyor içiniçin seni yiyor ve bitiriyor. Sen duruma müdahale edebiliyor musun?Hayır.Çünkü esaret iliklerine kadar işlemiş. Senin boynunu çevirmene izin vermiyor. Kesinlikle doğru.
Aşkın işgaline uğramış her fani bu esareti yaşamıştır. O fanide olmazlar olmuştur.