OSMANİYE VALİSİ ERDİNÇ YILMAZ KADİRLİ’DE İNCELEME VE ZİYARETLERDE BULUNDU..

OSMANİYE VALİSİ ERDİNÇ YILMAZ KADİRLİ’DE İNCELEME VE ZİYARETLERDE BULUNDU..

KAN BAĞIŞI KAMPANYASINA YOĞUN İLGİ

KAN BAĞIŞI KAMPANYASINA YOĞUN İLGİ

100. YIL ORTAOKULU TÜRKİYE YARI FİNALLERİNDE

100. YIL ORTAOKULU TÜRKİYE YARI FİNALLERİNDE

ŞEHİT POLİSLERE YASİN-İ ŞERİF OKUTULDU

ŞEHİT POLİSLERE YASİN-İ ŞERİF OKUTULDU

UYUŞTURUCU OPERASYONU 2 KİŞİ TUTUKLANDI

UYUŞTURUCU OPERASYONU 2 KİŞİ TUTUKLANDI

SAVRUN ÇAYI ISLAHININ DOĞURDUĞU TARİHİ FIRSAT
    • 19 Ocak 2021 - 07:29:08


Şehirleri meydana getiren insanlar, insanlara da şekil veren de şehirlerdir. Bu karşılıklı bir alışveriştir. Her şehir sokakları, caddeleri, evleri ve mimarisi ile kendine has karakteristik özellikler arz eder. Şehirler oraları meydana getiren kişilerin özelliklerini yansıtır. Şehre dışarıdan ilk defa gelen birisi şehrin mimarisine ve trafiğine bakıp oranın insanları hakkında az buçuk tahminde bulunabilir. Çünkü şehre ruh veren insanların haleti ruhiyisedir.
Trafik şehrin insanlarının ruh halini yansıtır. Yollarına, trafiğine bakarak şehrin sosyolojik ve psikolojik tahlili yapılabilir. Trafikte bir düzen varsa, sakin ve akıcı akıyorsa insanları da sakin bir mizaca sahiptir, saygılıdır. Tam tersi trafik karışık, araçlar birbirine yol vermiyor, acele ediyorsa insanlar tez canlıdır, tahammülsüzdür, saygı da yok demektir.
Mekânlar insanların psikolojisini yansıttığı gibi etkilerde. Bir mekâna dışarıdan girdiğinizde temiz, bakımlı, düzgünse siz de kendinize çeki düzen verirsiniz. Sakin güzel bir mekânda kendinizi rahat ve huzurlu hissedersiniz. Karmaşık, karışık bir mekânda huzurunuz kaçar, agrafileşirsiniz. Kadirli halkının bu kadar agresif olmasının sebebini hiç bu gözle müşahede ettiniz mi?
Evinizin balkonuna çıkın, etrafınıza şöyle bir bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Caddeler ve sokaklar da simetri yok. Nerede başlayıp, nerede bittiği belli değil. Kimisi geniş, kimisi dar. Bazı yerlerde evler ve bahçeler yola girmiş. Evler ise mimari anlamda keskin hatları ile belirgin, tıpkı bizim gibi, yargılarımız gibi. Keskin ve siyah beyaz. Ara renklere yer yok. Doğru ya da yanlış, bendensin ya da değilsin. Aynı mahalledeki evlerin rengi, mimarisi, konumu hiç biri birbirine benzemez. Tıpkı bizim gibi her biri kendi şahsına münhasır.
Bazı mekânlar vardır, yıllarca önemli işlevler yüklenmişlerdir. Bu mekânlar o şehirle özdeşleşmişlerdir. Bu mekânların aslına uygun korunması şehir kültürü açısından önemlidir. Bu anlamda Çamlı Kahvemiz yıllarca önemli bir işlev görmüştür. Çamlı Kahve kültür aktarım mekânı idi. Her çeşit insanın buluşup etkileşim kurduğu bir mekândı. Rahmetli Selahattin Balcıların Çamlı Kahveden Bildiriyor yazıları ile Kadirli’nin nabzının tutulduğu, tabiri caizse hükümetlerin kurulup, yıkıldığı siyasi ve kültürel bir mekândı. Bugünlerde eski işlevi ile ilgi görmeyen mekân, entelektüellerin uğrak yeri olmaktan çıkmıştır. Çoğu insan bilmeye bilir; ama Kadirli çok okuyan bir şehir. Entelektüel birikimi bir hayli fazla. Bu insanların bir araya geleceği bir mekânları olmadığından ortada gözükmüyorlar.
Şehirlerin dili vardır. Bakmasını ve görmesini bilene çok şey anlatır. Binlerce yıldır kadim bir yerleşim yeri olan Kadirli’mizde görmesini bilene çok şey anlatır. Ama bakmasını bilmiyor, görmüyoruz. Yıllar önce Kadirli’mizin Avrupa ve Anadolu yakası diye ikiye ayrıldığını berber Şaban’dan öğrenmiştim. Bu kıyaslama Anadolu insanın gören gözünün eseridir. Sevdiği, yaşadığı şehri Napolyon’un; “Dünya bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu.” Dediği dünyanın göz bebeği bir şehirle kıyaslamak zarafeti. “Ana gibi yar, İstanbul gibi diyar olmaz.”diyen Necip Fazıl için İstanbul neyse, onun kadar olmasa da bizim içinde Kadirli odur. İstanbul’a bir tepeden bakıp güzelliğine mest olan İstanbul sevdalısı Yahya Kemal’in hangi tepeden baktığını bilemem; ama biz Kadirli’mize boğaza nazır Çamlıca Tepesi gibi duran Sülemiş Tepesinden seyre dalıp mest olmaktan mahrum kalmanın acısıyla kızgınız. Sinirlenip, kızan, öfkelenen Kadirciğimin öfkesine yenilmemek için soluğu Ala Cami’de almasının sebebi Ayasofya’nın manevi heyecanını, kokusunu Ala Cami’de duymasıdır.
Şehir hayatı rahatlığı beraberinde getirdiği gibi sorunları da beraberinde getirir. Görüntü, ses, hava kirliliği, trafik yoğunluğu, iş stresi ile bunalan insanlar rahatlamak isterler. Yaşanılabilir şehirler psikolojik rahatlamaya da imkân sağlayan şehirlerdir. Elimize tarihi bir fırsat geçti. Savrun Çayı ıslah projesi bizlere böyle bir imkânı sunuyor. Her ne kadar bir İstanbul Boğazı olmasa da ondan esintiler ile insanların aileleri ile gidebilecekleri, estetik bir yer olarak kurgulanabilir. Ranta kurban edilmeden üç-beş kişinin değil, bütün paydaşların ortak kararı ile Kadirli’nin nefes alacağı, herkesin buluşma yeri olarak belirleyebileceği, nezih, merkezi bir mekân yapılabilir.MEMDUH ERGİN-EĞİTİMCİ-YAZAR

  • UYARI
  • Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
  • Yorumla

ANKET

Sitemi nasıl buldunuz?

Üye Girişi
  • Kullanıcı Adınız
  • Şifreniz