2017 Mayıs ayında Avrupa’nın başkenti Brüksel’de Dünya’nın en güçlü 10 devletinin başkan yardımcıları bir araya gelir. Ellerindeki çantada bir plan ve program vardır. Bunun uzunca istişaresi yapılacaktır. Sabah başlayan toplantı akşama kadar ve hatta ertesi güne kadar devam eder. Toplantıyı uzaktan gözlemleme şansım olur. Neler yaptıklarını ve neler konuştuklarını her ne kadar duyamasam da kafamda bir harita şekillenir.

Gelecek ay aynı ülkelerin ekonomik olarak tarihe damgasını vurmuş aileleri bir araya gelir. Yine aynı yerde, yine aynı saatte… Masada uzun uzadıya tartışmalar yaşanır. Toplantı ertesi güne kadar sürer. Ve herkes el ele vererek masadan kalkar.
Bu toplantından yirmi gün sonra bu ülkelerin istihbarat kuvvetleri başkanları bir araya gelir. Toplantı masası güç gösterisine dönüşür. Önlerine gelen kağıtları detaylıca incelerler ve askeri selam vererek masadan kalkıp giderler.

Üç ay sonra bu ülkelerin önemli en kıdemli ve yetkin bilim adamları yine aynı şehirde bir araya gelir. Alanlarında en kuvvetli ve araştırmacı bu bilim adamları beyaz bir tahtayı dolduracak ve defalarca silerek oyalanacak kadar toplantıda kalırlar. Sonrasında güzelce tebessüm edip birbirlerine başarı dileyerek ayrılırlar.

Ve son olarak bu güçlü ülkelerin devlet başkanları bir araya gelir. Bu toplantı çok gizlidir. Gözler önünde olan bu başkanlar toplantıya çok hassas ve kimse fark etmeden katılırlar. Masada uçsuz bucaksız kağıt parçaları vardır. Yazarlar, çizerler, silerler, eklerler… 5 saat sonra masadan kalkarak birbirlerine sarılıp ülkelerine yol alırlar.

Bir buçuk yıl sonra tüm bu gurupların neden toplantı yaptıklarını anlarım. Toplantıdan bir virüs yaratılarak insanların ölümüne ve yeni dünya düzeni kurulmasına karar verilmiştir. Ve plan harfiyen uygulamaya konulur. Başarılı da olur…
Tam o esnada rüyadan uyandım.

Virüsle ilgili ölümleri, aşı çalışmalarını, etki alanlarını, sonuçlarını konuşmayı bırakıp aynen rüyamdaki gibi bir ton teori okumaya, dinlemeye, duymaya ya da yazmaya başladık.
Kısa bir örnek vereyim; diyelim ki bunu bir ülke yaptı? 200’e yakın dünya ülkesinin etkilendiği bu illetten hangi ülkenin istihbaratı boş durup nedenlerini bulamayacak! Yok Çin yaptı, yok ABD yaptı, yok 5g, yok Rockefeller ailesi, yok dünya nüfusunu azaltma çabası falan filan!

Bunlardan tek birisi doğruysa inanın ki tüm dünya ülkeleri halkının katilidir! Çünkü her ülke o masada oturmuş ve ortak karar almıştır! Dünya döngüsünde salgın ve vebaların olduğunu ne zaman kabul edeceğiz bilmiyorum ama yine beşeriyete çabucak döndük!

İnsan aklı sabit olduğu sürece nefis düşman vaziyette insanı küfre zorlamaya devam edecek. İnsanlar ölümle görüşürken bizim odaklanmamız gereken; yeni dünya düzeni nasıl olacak! Bir salgın ile değişecek dünyada bizi neler bekleyecek? Bu salgın sonunda insan davranış ve tutumlarında nasıl bir değişiklik olacak?
Yoksa bu salgın hiç geçmeyecek! Aşısı bulunsa da bedenen ölmeyen insanoğlu zihnen ölüp gidecek.- MUSTAFA KEMAL EVREN ÇİĞİL