“31 Mart’ta çok önemli bir karar vereceğiz!

“31 Mart’ta çok önemli bir karar vereceğiz!

Motosiklet kulüplerinden başkan Tarhan’a destek

Motosiklet kulüplerinden başkan Tarhan’a destek

Şahin müjdeyi sahada verdi…

Şahin müjdeyi sahada verdi…

ANDIRIN CADDESİ İFTARI 28 MART 2024 PERŞEMBE GÜNÜ

ANDIRIN CADDESİ İFTARI 28 MART 2024 PERŞEMBE GÜNÜ

ÖĞRETMEN KİMDİR ?

ÖĞRETMEN KİMDİR ?

    • 8 Haziran 2021 - 07:38:02

Dünyadaki siyasi, sosyolojik, kültürel gelişmeler gerçekten göründüğü gibi midir? Her şey kendiliğinden mi gelişiyor, yoksa doğal sürece dışarıdan müdahale ediliyor mu? Öyle görünüyor ki bizler günlük olayların içinde anı yaşarken birileri uzun vadeli planlar yaparak dünyayı kendi istedikleri şekilde dizayn etmek istiyor. Büyük bir kurgu ile karşı karşıyayız.

Dünyanın son 100-150 yıllık siyasi, sosyolojik ve kültürel olaylar incelendiğinde elde edilen bilgi ve belgeler kabaca bir değerlendirmeye tabi tutulsa bile yaşanan olayların tesadüf olmadığı anlaşılacaktır. Dünyayı istedikleri gibi yönetmek isteyenler işi şansa bırakmıyorlar. Bunun için kapalı kapılar ardında gizli toplantılarla kararlar alınıyor, alınan kararlar işbirlikçileri eliyle hayata geçiriyorlar. Maalesef toplumların büyük çoğunluğu bu gizli emellerden haberdar değiller. Gizli emelleri olanlar, kurdukları şirketler, sivil toplum örgütleri, medya, sosyal medya, eli geçirdikleri devlet kurumları ile bir örümcek ağı gibi dünyayı saran Firavun düzeni kurdular.

Bunların ruh halleri tıpkı Firavun ‘un ruh haline benzer. Firavun gibi insanlar üzerinde hâkimiyet sahibi olduklarını düşünürler, insanların ve toplumların hayatlarını ilgilendiren konularda kararlar almayı kendilerine hak olarak görürler. Savaşlara karar verme, salgın hastalık yayma, insanları açlığa mahkûm etme haklarını kendilerinde görebilirler.Acımasız ve zalimdirler. Kurdukları korku imparatorluğuyla insanlar sindirilmiş haldedir. Bu korku imparatorluğunun altında aslında daha büyük bir korku yatmaktadır.Nasıl ki Firavun saltanatı yıkılmasın diye korkusundan doğan bütün erkek çocukları öldürmek istemişse bunlarda kendi kurdukları kirli düzen yıkılmasın diye bu düzene karşıgelebilecekleri enacımasız şekildecezalandırırlar. Unutmayalım ki Firavun gibi bunlarda yenilmez değillerdir. Sadece kurdukları düzeni tanımalı, hangi metotlar kullanarak hayatta kaldıkları iyi araştırılmalıdır. Onlarla ancak bu şekilde sağlıklı bir mücadeleye girebilir, ya da en azından farkında olmadan onlara hizmet etmemiş oluruz.

Kullandıkları en iyi metot algı oluşturabilme yetenekleridir. Bu konuda çok gelişmişlerdir. Gerçekleri yalanların arkasına gizleyip toplumları istedikleri gibi yönlendirebiliyorlar. Hiçbir etik değere sahip olmadıkları için yalan yanlış bilgileri kullanmaktan çekinmiyorlar.Toplumlar sürekli bilgi bombardımanına tutuluyor. Kafamızı kaldırmaya müsaade etmiyorlar. Bilginin doğru ya da yanlış olduğunu araştırmaya dahi fırsat bulamıyoruz. Amaç onların istediği gibi düşünmemiz. Üzülerek ifade ediyorum ki büyük ölçüde bu amaçlarına ulaştılar. Artık özgür değiliz. Özgürlüğümüzü kaybettik. Yaşamak için onların bizlere sunacağı fikirlere ihtiyacımız var. Bilginin doğru ya da yanlış olması, kim tarafından söylendiğinin bir önemi yok. Yeterki inandığımız düşünceyi desteklesin.

Bunun içinde aydınları kullanırlar. Kendisini aydın olarak gören ya da öyle gösterilen kişiler bilerek ya da bilmeyerek Firavun düzenine hizmet ederler. Bugünün aydın tipleri acımasız ve hoş görürsüzdürler. Bugünün aydını yıllar önce Yakup Kadri’nin Yaban romanında işlediği aydın tiplemesinden daha vahim durumdadır. Hiç olmazsa Yakup Kadri Anadolu’yu tanımayan halktan kopuk aydın tiplemesini kendi adına eleştiriye tabi tutarken bugünün sözde aydın tipleri buna bile tahammül edemiyor. Ukala bu tipler çok bilgili olduklarını düşündüklerinden olsa gerek, cahil cesareti ile herkesi düşman ilan ederler. Karşısındakiler, onların gözünde cahil, acınacak birer zavallıdır. Bu üstenci bakış acısı özellikle üniversite mezunu okumuş, kendini aydın olarak gören ama aslında kendi özgün iradesi ile bilgi elde edememiş sözde aydınlar tarafından halka karşı daha vahşice sergilenir oldu. Bu tahammülsüzlük sadece halka karşı da değil, kendi gibi düşünmeyen okumuş kesime de vardır. Farklı bakış acısı ile olayları değerlendiren, olayların arkasına gizlenmek istenen gerçekleri araştırmak isteyenleri de komplo teorisyeni olarak yaftalamakta mahirdirler. Unutmayalım bu kirli düzenle ilgili malumatların bir kısmı bu komplo teorisyenleri sayesinde gün yüzüne çıkarılmıştır.

Kendimizi sözde aydınlara teslim ettiğimiz günden beridir, artık bilgi üreten değil, başkalarının ürettiği bilgiyi tüketen bir toplum haline geldik. Kendi özgün düşüncemiz yok. Kendi fikrimiz yok. Özgün düşünce bireysel bir süreçtir. Kişinin kendi iradesi ile fikirler arasında ayrım yapabilmesi ile mümkündür. Bu süreç emek ister. Bu ise araştırma yoluyla elde edilir. Yani okuyarak. Okumak yetmez. Bilgi kaynağını çeşitlendirmekte gerekir. Hep aynı internet sitesi, aynı televizyon kanalı, aynı gazete, aynı kişiler bilgi kaynağı olmamalı. Bilgiye sürekli aynı kaynaktan ulaştığınızda olayların arkasındaki gerçekleri göremeyebilirsin. Tek bir kaynaktan beslendiğinizde öğrendiğiniz şey kendi bilginiz değil, size öğretilen şeydir. O zaman bu toplumu etkin değil, edilgen bir bireyi olursun. Seni istedikleri gibi yönlendirip kirli emellerini geçekleştirmelerine bilmeden hizmet etmiş olursun.

En önemlisi şahıslar. Şahıslar iyi araştırılmalıdır. Kişileri bize sunulduğu şekliyle değil, okuyarak ve araştırarak edindiğimiz kendi özgün değerlendirmelerimize göre kıymetlendirmeliyiz. Şahıslar farklı kaynaklardan ve iyi araştırıldığında kimlerin kurulan kirli düzenin uşaklığını yaptığını anlayabiliriz. Kimin dost kimin sinsi bir düşman olduğunu kavrayabilirsek günün sonunda hayal kırıklığına uğramayız.

  • UYARI
  • Sistem 2 Farklı Yöntemle IP Numaranızı Kayıt Altına Almaktadır. Yasal Durumlarda Bu Kayıtlar Yetkili Mercilere Tarafımızdan Verilecektir. Lütfen Yorumlarınızı Buna Dikkat Ederek Yazınız.
  • Yorumla

ANKET

Sitemi nasıl buldunuz?

Üye Girişi
  • Kullanıcı Adınız
  • Şifreniz